Bangladeş’te Kıyam
Hak ve batıl mücadelesi insanlık tarihi kadar eskidir. İnsan var oldukça bu mücadele devam edecektir. Peygamberlerden kalan bir mirastır bize. Bugün burada, yarın başka yerlerde, öbür gün bir başka mekanda bu dava inanan insanların omuzlarında yükseltilecektir.
Hak ve batıl mücadelesinin bugünkü ayağı Bangladeş. Cemat-i İslami’nin mücadelesinin zirveye ulaştığı nokta. Yerlere ekilen tohumlar sağlam. Yılların getirdiği bir birikim. Yılların şekillendirdiği bir kıyam. Bangladeş bağlamında söyleyecek olursak Müslümanım diyenler hep ezilmişler, hep sürülmüşler, hep susturulmuşlar. Susmayınca da idam sehpasını işaret etmişler kafirler, laikler ve zalimler. Müslümanların tarihi bunun örnekleriyle doludur.
Ya Allah! Bismi Allah!
Bangladeş halkı ayaklandı. Bangladeş halkı şahlandı. Bangladeş halkı yapılan zulüm ve haksızlıklara dayanamadı. İnananlar, İslam bayrağı altında toplandı. Yek vücut oldular. “Bu vatan bizimdir, bu vatanda uygulanacak kanun, kural ve kaideler de bize ait olacaktır.” dediler.
Belki de Gazze’nin yansımalarıdır bu diriliş.
Allah’ın kural ve kaidelerini hakim kılma konusunda Yüce Allah yar ve yardımcıları olsun. Sırat-ı Müstakim’de yürümelerini daim kılsın. Ahkam-ı Kur’an’ı uygulama konusunda gösterecekleri iradeyi sağlam, şeytanlarını kahr-u perişan kılsın. Allah yar ve yardımcıları olsun.
Bu intifada'nın en güzel tarafı; yıllardır cadde, sokak, park, panayır ve eğitimhanelerinin önünü işgal eden tüm putların kepçelerin yardımıyla bir bir yıkılması oldu. Halkın parasıyla kendilerini ilahlaştıranların yıkılması yürekleri serinleten ana unsurlardan biri oldu. Halkın, kanun ve dipçik zoruyla önünde günlük ve haftalık ritüeller sergilemek zorunda kaldıkları diğer bir ifadeyle ibadet ettirildikleri, kimileri tarafından ilah olarak telakki edilen taştan adamlar artık yoklar. Bu temizlik, Mekke’nin fethinde Lat, Menat, Uzza ve Hubel’in yıkılışından pek farklı değildir. “De ki: “Hak geldi, batıl yok oldu. Şüphesiz batıl, yok olmaya mahkumdur.”........
© Akasyam
visit website