Algoritma
Telefonunuza bir uygulama indirdiğinizde, o masumane "Mikrofona, fotoğraflara, konumunuza erişim izni verir misiniz?" sorusuna "Evet" dediğiniz anda, aslında kendi dijital köleliğinizin sözleşmesini imzalamış olursunuz. Bu, yalnızca Türkiye’nin değil, tüm dünyanın en büyük ulusal güvenlik sorunudur. Meta’nın Instagram, Facebook, TikTok gibi platformları, Microsoft’un işletim sistemleri, hatta akıllı ev aletleri bile artık bizim için birer "dijital hafiyeye" dönüştü. Girdiğimiz her site, yaptığımız her arama, konuştuğumuz her kelime, hatta baktığımız her reklam, algoritmalar tarafından kaydediliyor, analiz ediliyor ve bize özel bir "dijital hapishane" inşa ediliyor.
Telefonunuz masada dururken, bir arkadaşınızla bulaşık makinesi almayı düşündüğünüzü konuştuğunuzu farz edelim. Birkaç saat içinde, sosyal medya platformlarında bulaşık makinesi reklamlarıyla bombardımana tutulursunuz. Tesadüf mü? Kesinlikle hayır! Bu, algoritmaların mikrofonunuzu dinlemesi ve sizinle ilgili bir "ihtiyaç profili" çıkarmasıdır.
Peki ya ibadet alışkanlıklarınız? Beş vakit camiye gidiyorsanız, konum verileriniz kaydedilir ve size dini içerikler servis edilir. Bir cemaate üyeliğiniz varsa, algoritma sizi o yönde besler. Fakat aynı algoritma, bir süre sonra "denge" adı altında, karşıt görüşlü içerikleri de önünüze sızdırmaya başlar. İktidar yanlısı birisiyseniz, zamanla muhalif videolar, haberler ve yorumlarla karşılaşırsınız.........
© Akasyam
