Kalem Kâğıdın Maşukudur
Bir yazarımız böyle söyler. Kalem, yazmak için kağıdını arar dururmuş. Kalemi çok da önemserim. Onun sahibi de Allahtır.
Yazmak için kalem neyse, okumak için de kâğıt odur. Her daim kalem olacaktır. Yapay zekâ da olsa böyledir. Kalemin sahibi ona sahip çıkacaktır. Kalem bizim için varlık meselesidir. Dikey değil, yatay bir meseledir kalem. En çok kelime üretilen yapılardan birisi de kalemdir. Okumanın araçların birisi olan kalem, yazmanın da kadim bir unsurudur. Okuyan kişi kalemle yazdığına göre, kalen kalıcı bir alettir. Selam olsun kalemin sahibine.
Kalem, kelamın da bir aracıdır. Kelam, kalemle varolur. Söz uçar, kalemin yazdığı kalır. Tabiatta durum budur. Kalemin yazdığı kadim olur. Allahın sıfatlarından birisi de kalemdir. Kalem, bize Allahın da emanetidir. Lehv-i Mahfuzun sahibi olan Allah, melekleri vasıtasıyla yazmaya aracı da olmaktadır. Sağımız solumuz yazan meleklerle dolu olduğuna göre, amel defterimiz de bir yazma ve yazılma eseridir. Buna göre biz de yazmaya ve okumaya devam edelim. Kalem tüm bunların da aracıdır. Kalem sadece nesnel bir bir durumun değil, vakanın da kendisidir. Kalem dün hokkaydı bugün; Vaterman, Mond Black, Adel vb. oldu. Kalemin de tarihsel yürüyüşü sürüyor. Yarın Pensan, Fatih, Divit olur!
Kalem kadim bir geleneğin de taşıma aracıdır. Uygarlıkları taşır. Medeniyetler, yazının ve kalemin mamulüdür. Hattatinler de kalem kullanırlardı. Hattat kalemin tezahürüdür. Hattatların babası Şeyh Hamdullah da kalem sahibiydi. Kalem tarihe de tanıklık aracıdır. Sultan Bayezid Camisindeki meşhur Vavlı hat tablosu da onundur.........
© Akasyam
