Öcalan'ın mesajı siyaset satrancında bir hamle mi olacak, yoksa ufukta bir "barış" mı var?
Aylardır MHP Lideri Bahçeli’nin Öcalan çıkışıyla başlayan, iktidarın “süreç” demekten özenle kaçındığı gelişmeleri konuşuyoruz. Kronolojik bir hatırlatma yapmaya herhalde artık gerek yok. Son olarak, DEM Parti heyetinin Erbil’de Mesud Barzani, Süleymaniye’de de Kubat Talabani ile gerçekleştireceği görüşmeyi, Öcalan’ın da Şubat ayında yapacağı, -DEM Parti’nin tarihi olarak nitelendirdiği- açıklamayı bekliyoruz.
Bunlar olurken bir yandan da iktidar, yani AKP-MHP bloğu, CHP’ye yönelik ilgisini hiç kaybetmiyor. İmamoğlu’na peşpeşe soruşturmalar açılıyor, Kurultay incelemeye alınıyor, belediyelere gözaltı operasyonları –“kent uzlaşısı” gerekçe gösterilerek- düzenleniyor. DEM Parti için de durum farklı değil, daha ağır. Her hafta bir belediyeye kayyım atanıyor, Kürt siyasetçilere peşpeşe davalar açılıyor.
Son olarak Van Belediye Başkanı Abdullah Zeydan'a "terör örgütüne yardım etmek" ve "basın yoluyla terör örgütü propagandası yapmak" suçlamasıyla 3 yıl 9 ay hapis cezası verildi. Zeydan'a verilen cezanın Van Büyükşehir Belediyesi'ne kayyım atanmasına yol açıp açmayacağı sorusu var şimdi gündemde. BBC Türkçe’ye konuşan Zeydan’ın avukatı Mehmet Emin Aktar , “Yasada yapılan değişiklikle bir soruşturma açılmasının dahi kayyım atamak için yeterli olduğunu” söyledi. Aktar "Ancak son dönemdeki pratikler daha çok ceza kararları açıklandığında uygulanıyor. Hakkari'ye karar verilmeden kayyım atanırken, Mardin ve Batman'da davalar sürerken kayyım atandı. Siirt'e ise ceza kararından sonra kayyım atandı. Her yere ilişkin farklı bir pratik var” diye konuştu.
Manzaraya şöyle bir baktığımızda herhalde şunları görmek büyük bir keşif olmasa gerek: İktidarın stratejisi 31 Mart 2024 yerel seçimlerinde görülen, CHP ve DEM Parti seçmenleri arasındaki geçişkenliğin önünü kesmek, deyim yerindeyse iki partinin seçmeni arasına bir baraj kurmak. Daha doğrusu DEM Parti’den CHP’ye oy geçişini önlemek. 31 Mart’ta CHP’yi 2002’den beri........
© Agos
