menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Dokuyucu kadınlar olduğumuzu hatırlamak

11 0
26.09.2025

TALİN SUCİYAN

“Geleneksel bir halıyı dokumak bir yıl alır ve mevsimsel bir ritmi vardır. Bu ne demek? Baharın başlangıcında koyunun yünlerinin kırkılması gerekir. Kış ortasında kırkma yapılmaz. Demek ki baharın başında, havalar ısınınca, karların erimesiyle, çaylar, nehirler su dolacak, kırkılan yünler akan suyun içinde yıkanacak. Yaz geldi. Yıkanmış yünün taranması, taranıp eşitlenmesi gerekir. Evin koyunlarını evin kızı otlatmaya çıkartır. Nispeten daha kolay yapılabilecek bir iştir. Erkekler tarlalarda daha ağır olan işleri yapar. Her bir evin 10-15 koyunu var. O taranmış yünleri kız alır koyunları da alır, iğle birlikte, bir gün içinde hem koyunları otlatır hem de yünleri eğirir. Sonbahar geldi, meyveler olmuş, meyvelerin kabukları olgun, renkleri doygun, onlarla yünü boyayacaklar. O meyveler kış ortasında yok, yaz ortasında meyveler daha olmamış yani pigmentasyon yok henüz. Geleneksel bilgiler bunlar, kuşaktan kuşağa aktarılan bilgiler. Kış geldi, kar yağdı, dışarısı soğuk. Bütün yazın, sonbaharın ürünlerini içeri getirmişler, yünler boyanmış, iplikler hazır, dışarıda yapılacak bir iş yok. İçeride soba yanar, oturur ve halıyı dokur. Diğer bahara kadar…”

Hratch Kozibeyokian babadan dokumacı. Babası halı dokuma işini Halep’teki kağtagayan’da (sürgün merkezi) hayatta kalan dokuyucu kadınlardan öğrenmiş. 1977’de Beyrut’tan Kaliforniya’ya gelerek, babasıyla birlikte halı restorasyonu mesleğini sürdürmüş. Kaliforniya Devlet Üniversitesi Northridge’de Ermeni Çalışmaları bölümünde Ermeni halı dokuma sanatı üzerine dersler vermiş. Los........

© Agos