Bekleyiş
SUSAN ARPAJIAN JOLLEY
Bu haftaki köşemizde, ABD’den Susan Arpajian Jolley’nin büyükannesini yazdığı yazısına yer veriyoruz. Bir süredir Parrhesia Kolektifi Kov Kovi grubunda büyükannelerimizi yani “yayalarımızı” konuşuyorduk. Kolektif üyelerimizin bu konudaki yazılarının ardından, Susan Jolley kendi yayasının hikayesini Agos okurları için paylaşmak istediğinde çok mutlu olduk. İngilizce orjinalini Agos’un internet sayfasından okuyabilirsiniz. Susan Arpajian Jolley’e bu yazısı için Kolektif olarak teşekkür ederiz.
Anneannem Arek Zakarian’ın, teyzem Mary tarafından yapılmış bu portresi üst kattaki çalışma odamda asılı. Abimle çok iyi hatırladığımız bir pozdur bu; çenesi hafif yukarda, ağırlaşmış göz kapakları ve dudaklarında hayatının büyük bölümünde dillendiremediği hüznüyle camdan dışarıya bakan yayamın duruşu. Yayamın resimde giymiş olduğu kıyafetler, bir keresinde abimin yazdığı gibi “duvarları kederle nefes alan” bir evin renklerinin yansımasıydı. Yayamızın Philadelphia’daki eviydi burası; önünden otobüslerin geçtiği, insanların yürüdüğü, hayatın camın arkasındaki, uzak bir dünyanın kaçınılmaz anılarında ve hayatta kalmayı başardığı soykırımın izlerinde sıkışıp kalmış kadının evi. Bu portre Mary’nin annesini resmettiği pek çok resmin arasında en güçlüsü olmasa da belki de Arek’in, sekiz yıl boyunca iliklerine işleyen bir felaketin içinde savrulup nihayet 1923’de Amerika’da bir sığınak buluşunun öncesini ve sonrasını en iyi yansıtandır.
Arek Khachikian, 1895’de “Haç Işığı” anlamına gelen Khachaluys köyünde, bugünkü Hınıs (Ermenicesiyle Hnus) kasabasında doğmuştu. Saygın bir aileden geliyordu ve köy okulunda oldukça başarılıydı. Genç kızken varlıklı bir ailenin oğluyla nişanlanmıştı. Kaderin cilvesi bu ya, geçirdiği talihsiz bir kaza onu topal bırakmış ve bu durum karşı tarafın nişanı bozmasına neden olmuştu. Neyse ki yoksul bir aileden gelen Sako onunla evlenmeyi kabul etmişti. Ancak, 1915’de jandarmalar Sako’yu ve Arek’in iki küçük oğlunu öldürmüştü.
Arek bu felaketin ayrıntılarından yıllar sonra yalnızca bir kere, Philadelphia’ya geldiğinde, benzer acılar yaşamış ve dolayısıyla onu anlayan akrabasına güvenip de........
© Agos
