Devletin korkulu rüyası
Bugünlerde Ekrem İmamoğlu’nun ve onun yanı sıra bazı diğer CHP’li belediye başkanlarının maruz bırakıldığı operasyondan başka bir şeyden bahsetmek çok mümkün değil. Malumu bir kez de buradan ifade etmekle başlayalım: Bu operasyonlar, Recep Tayyip Erdoğan’ı koltuğundan etmesi en muhtemel siyasi figür olan Ekrem İmamoğlu’nu saf dışı bırakmaya yönelik planın bir parçasıdır. Bunu derken, gözaltına alınan 100 küsur kişiye toptan kefil olmuyoruz tabii. Hatta, bunlardan bazılarının irili ufaklı yolsuzluklara karışmış olması da ihtimal dâhilindedir. Fakat öyle bile olsa bu, yapılanın Ekrem İmamoğlu’nu siyaseten devre dışı bırakma operasyonu olduğu gerçeğini değiştirmez. İktidar çevreleri birkaç koldan bu amaç için çalışıyor. Ekrem İmamoğlu’nun diplomasının, durum bu kadar vahim olmasa komedi denebilecek bir şekilde iptal edilmesinin hemen ardından yolsuzluk ve terör suçlamaları geldi.
Bunun kombine bir plan olduğu, adımların böyle arka arkaya gelmesinden anlaşılıyor. Tabiri caizse İmamoğlu’na aynı anda birkaç kanca taktılar. Bunları kademe kademe yapsalardı her defasında tekrar bir tepki yükselecekti; muhtemelen bir kereden yapıp, toplumsal tepkinin tekrarlanmasının önünü almak istediler. Bu kadar büyük bir tepkinin yükselmesini hesap ediyorlar mıydı, muhtemelen hayır ama iktidar açısından da ok yaydan çıktı, onlar için de dönüş yok, zira bu süreçte geri adım atmaları iktidarlarını kaybetmelerini daha da muhtemel hâle getirecektir. Şimdi o kancalara bağlı ipleri ellerinde tutacaklar, duruma göre birini veya birden fazlasını çekecekler, artık hangisi ‘av’ı getirirse – diplomaysa diploma, yolsuzluksa yolsuzluk, terörse terör…
“Bırakalım yargı çalışsın, kararını versin” diyenler var. Bu gibi sözler bu saatten sonra skeç repliği olur ancak. Bunları 13-15 sene........
© Agos
