menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Yerli ve Milli Hukuk

7 19
07.08.2025

Yargıtay Başkanlarının adli yıl açılışında yaptıkları konuşma önemlidir zira yargı sorunlarını dile getirir, çözüm önerileri sunarlar. 2020-2021 Adli Yıl açılışında dönemin Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca’nın konuşması ise yargı ve hukuk alanındaki sorunların temeline yaptığı vurguyla esasen yapılmak istenenlerin açık, net ve pek de alışılmadık bir ifadesiydi.

Akarca bu konuşmasında; “Yaşadığımız sorunların temelinde içinde bulunduğumuz kültür krizi yer almaktadır. Sadece yabancı hukuk metinlerini iktibas ederek başarılı bir hukuk sistemi geliştiremeyeceğimizin farkında olmalıyız” demiş ve devamında; “Ülkemizin güzide hukukçularına çağrım şudur: Bize, yargımıza, hukukumuza Batıcı, anti-Batıcı önyargılarla yaklaşmayınız; özgün, bütün milletlere ilham olacak şekilde ve insana değer veren bir hukuk anlayışı geliştirmeye çalışınız” demişti.

Bu konuşma yargı sisteminde önemli bir kırılmaya işaret etmesine rağmen kamuoyunda hak ettiği ilgiyi görmedi, yeterince tartışılmadı güncel deyimle; “yerli ve milli hukuk” çağrısı olarak nitelendirilmeyle yetinildi.

Ne demek istiyordu Yargıtay Başkanı ve ne talep ediyordu?

Yargıtay gibi üst yargı organının başındaki isim, hukuk devletinin dayattığı ve esasen iktidarı sınırlayan hukuk anlayışını batılı hukuk diyerek dışlıyor, yürürlükte olanı yani yasaları reddediyordu. Biraz kabaca bir ifadeyle, bu batılı yasaların bizim topluma uymadığını söylüyordu.

Bu yaklaşım bir anlamda yasa dışılığı teşvik etmek anlamına gelebileceği için oldukça riskli.

Bir de batılı hukuk diyerek dışlanan hukukun, -bütün eksiklerine, uygulama sorunlarına rağmen- toplumla, kültürle bir uyuşmazlığı olduğundan söz etmek pek de isabetli bir tespit değil.

Sorun, yasa-toplum uyuşmazlığı değil iktidar-yasa uyuşmazlığıdır zira. İktidarlar kendilerini yasayla bağlı hissetmek istemiyorlar. Batılı hukukun, temel ilkelerinin........

© Agos