“Eğer hapiste değilsen, izinli olarak dışarı çıkmış mahpussun”
“Dokuz aydır bir itibarsızlaştırma kampanyasının ve türlü iftiranın hedefinde büyük bir mağduriyet yaşıyorum.
Ben hâlâ neyle suçlandığımı anlamakta dahi zorlanırken tutuklanmaya sevk edildiğimde kendimi adeta bir sis bulutunun içinde hissettim. Sesler, insanlar, kelepçe…
Anlamakta o kadar zorlandım ki…
Dört gün boyunca bir bodrum katında zar zor nefes alabildiğim nezaret sürecinden sonra, Çağlayan Adliyesi’nde eksi yedinci katta buz gibi bir yerde, saatler süren bekleyişte başıma gelebilecekleri düşünüp korku içinde olan bitenleri anlamaya çalışıyordum.
Ne yapmıştım bilmiyordum, ama tutuklanmıştım.
Sabaha karşı Silivri’deydim.”
Yukarıdaki satırları Ayşe Barım’ın Cansu Çamlıbel’e verdiği söyleşiden aldım. Söyleşinin tümü çok etkileyici, çok çarpıcı. Barım, samimi anlatımıyla yaşadığı adaletsizlikleri sahici kılmayı başarıyor, anlattıklarına duyarsız kalamıyorsunuz.
Okumadıysanız eğer söyleşinin tamamını okumanızı öneririm. Her satırı önemli derslerle dolu ama ben bu yazıda, tutuklama ile ilgili şu sözleri üzerinde durmak istiyorum:
“Ne yapmıştım bilmiyordum ama tutuklanmıştım.
Sabaha karşı Silivri’deydim.”
Sahi tutuklanmayı gerektirecek ne yapmıştı Ayşe Barım?
Bunu o da biz de hâlâ bilmiyoruz.
Bu soruyu, son yıllarda tutuklanan cezaevlerinde tutulan pek çok kişi için de sorabiliriz, eminim onlar da kendilerine soruyordur.
Ayşe Barım’ın tutuklanma konusundaki sözleri Macaristanlı yazar Imre Kertész’in Dosya K. Kitabında (Can Yayınları) bir soruya verdiği cevabı hatırlattı bana.
Soru-cevap tarzında olsa da........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Gideon Levy
Penny S. Tee
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein
Rachel Marsden
Joshua Schultheis