menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Yeni Sağ; Muhafazakârlık ve Liberalizmin Birlikteliği

20 0
04.04.2025

Öncelikli olarak ideolojik olarak Sağ ve Sol kavramları küresel ölçekte birbirlerine benzer olsa da içeriklerinin oluşturduğu ideolojiler çeşitli ülkelerde farklı yansımalar ve nitelikler yapabilmektedir. Bu durum tarihsel süreçte de değişkenlik gösterebilir. Örnek olarak ‘Muhafazakârlık’ nezdinde bilgilendirme yaparsak 19.yy. de Alman tipi muhafazakârlık; Aydınlanma çağıyla gelen aklın tarih ve geleneksel olarak yorumlanmasıyken, Fransız tipi muhafazakârlık devrime karşı gelen feodal, mutlakiyetçi ve tepki koyan bir tarzdır. İngiliz tipi muhafazakârlığa baktığımızda geleneğin muhafazası önemli iken gereken durumlarda kısmi değişikliklerinde yapılabileceğine de onay vermektedir. Klasik liberalizm ekonomik alanda devletin etkili olmadığı serbest piyasa ekonomisini benimsemekte, toplumsal alanda geleneği, ahlaksal değerleri göz ardı etmekteydi. Muhafazakârlık ise tam tersine, piyasa ekonomisinin gerekliliği düşüncesine katılmamakta, devlete, geleneğe ve ahlaksal değerlere vurgu yapmaktaydı.

20.yy. sonrası Yeni Muhafazakârlığı incelediğimizde ise dini ve manevi değerlere önem verme, otoriteye saygı duyma, geleneği önemseme gibi maddeler geçerliliğini korurken Sağ’a eklenen liberalizm ideolojisi ile yan yana yürümeye başlamıştır. Bu yeni yol arkadaşlığında liberalizmin serbest piyasa ekonomisi ve muhafazakârlığın güçlü ve otoriter devlet anlayışı benimsenir.

1945’ten sonra ise 2 kutuplu Dünya politikasıyla birlikte muhafazakârlık artık komünizm karşıtı bir kimliğe bürünmüş, yenilenmiş sol görüşe karşı Keynesyen (müdahaleci devlet) politikalarda başarısız olunması üzerine liberalizm savunulunarak, liberalizmdeki özgürlük olgusu, devletinde sosyal işlevlerinden arındırılması anlayışına monte edilmiştir. Bu durum 1980’lerde ABD Başkanı Reagan ve İngiltere Başbakanı Teacher ile birlikte bir boyut daha geliştirerek Neo liberalizm görüşü ile bütünleşmiş ve yeni muhafazakârlığa daha minimal devlet kavramı da eklenmiştir. Ayrıca yeni muhafazakârlıkta göçmen karşıtlığı, kürtaj karşıtlığı, Lgbt’yi kabul etmemek, ötenazi karşıtlığı, basında ve yayında sansür gibi kavramlar da yer almıştır. Özellikle küreselleşme, özelleşme ve yerelleşme düşünceleri de yaygınlaşmıştır

Klasik liberalizmdeki hümanist, rasyonalist, reformcu kimlik yeni liberalizmde değişmiş ve aile, gelenek, din, kimlik, alışkanlıklar........

© Adil Medya