menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

KARA BASMA İZ OLUR

14 1
28.02.2025

SEDAT YILDIRIM SARICI* – “Kara Basma İz Olur” türküsünü bilmeyenimiz yoktur. Stadyumlarda taraftarların, siyasi toplantılarda seçmenlerin, askeri yürüyüşlerde erlerin dillerindedir.

Türkünün söz yazarı ve bestecisi Bayburtlu ozan Mustafa Ahıskalıoğlu (1940-2009), ‘türkülerinize sahip çıkın’ vasiyetiyle 15 yıl önce aramızdan ayrılmıştı.

Küçük yaşta marangozlukla başlayan ekmek kocalamacası, yine marangozlukla noktalanmış. TRT ve MESAM gibi ilgili kurumlara kayıtlı 25 türkü besteleyen ozanımız, telif haklarının yurdumuzda doğru dürüst kollanamaması sebebiyle hırsızlarla baş edememiş. (Bayburt Manşet – 15 Ekim 2016)

Kırılan sazını duvara asan Ahıskalıoğlu, vefatından önce şunları söylemiş “22 senedir doğru dürüst sazı elime almıyorum. Geçim sıkıntısı, nafaka derdine düşmemiz bizi kopardı ozanlıktan.”

TÜRKÜNÜN ÖYKÜSÜ

Mustafa Ahıskalıoğlu 1963’te farklı sözlerle türküyü iki kez Türkiye Radyo Televizyon Kurumu’na sunmuş ama beste olduğu için kabul edilmemiş. O yıllarda TRT halk müziği alanında ‘derleme’ ifadesiyle arşive alıyormuş. Sadece çok ünlü sanatçıların türkü formatındaki eserlerini ‘beste’ adıyla repertuara kabul ediyorlarmış.

Ahıskalıoğlu, Ankara’daki bir otelde konakladığı bir gece dışarda yürüyen bir kedinin kardaki ayak izlerinden esinlenmeyle 15 dakika içinde türkünün sözlerini değiştirmiş. Ümitsizce bir kez daha TRT’nin kapısını çalmış. Yeni sözler çok sevilmiş ama ‘beste’ olarak sunulmasına karşın yine ‘derleme’ olarak kabul edilmiş. Yani besteciye telif hakkı ebediyen kapanmış.

TÜRKÜLERİMİZLE BİRLİKTE SAZ ESERİNİ DE KORUYALIM

Güzel bir müziksel eser kendiliğinden ilden ile, elden ele yayılır. Hudutları aşar yeryüzünü ikamet edinir. Hangi dilde olursa olsun mayın, tel örgü, duvar dinlemez. Kral, kural, kanun, kitap tanımaz. İnletir alemi, dinletir kendini.

En çok da enstrümantal eserler okyanuslar arası yolculukta rekorlara sahiptirler.

“Inını nıııın” denilince ne dinini biliriz, ne ceddini! Beş kıta selam durur Beethoven’ın beşinci senfonisine.

Var oluş, yok oluş, endişe, sevinç gibi duygusal ortak değerler yalın bir anlatımla saza yansıdığında kainatsal bir yayılıma ulaşması kaçınılmaz olabilir.

Aşık Veysel’in Sivas’tan yola koyulan Kara Toprak temasının Fazıl Say parmaklarıyla cihanın saygınlığına erişmesi bu sebepledir. Öz de, özet de nefistir. Karşılama, karşılaşma, karşılaştırma sırdaşları, diyardaşları bahtiyar eder.

Televizyonculuk tarihimizin en seçkin haber programlarından, Mehmet Ali Birand’ın hazırladığı 32. GÜN’ün başlangıcında derinlik, bereket ve enerji enjekte eden jenerik müziği birçoğumuzun hatırındadır (1995-2013). Sayısız film, jenerik, belgeselde rastladığımız Jeff Wayne’in müthiş bestesi ‘Eve Of The War’ adlı parçası, The War of the Worlds (Dünyaların Savaşı – 1978) müzikali için yazılmıştı.

Hatırlamak isteyenlere bir dakikadan kısa linki ekliyorum:

https://www.youtube.com/watch?si=qnnT7xNBnXU-CCUF&v=RPHo0F0bTEY&feature=youtu.be

H.G. Wells’in 1898 tarihli bilim kurgu romanından uyarlanan ‘Dünyaların Savaşı’ Marslıların dönemin kültür ve ticaret merkezi Covent Garden’a (Londra) saldırısını anlatır. Müzikal iki yılda bir Britanya’nın büyük kentlerindeki arenalarda tekrar tekrar sergilenir. Ve çok zor bilet bulunur.

Ana melodisi ve orkestral düzenlemesiyle eloğlunun bestesine kafa tutacak eserimiz Dağhan Baydur’un ‘Türk Süiti’dir. Ali Kırca’nın sunduğu, memleketimizin gördüğü........

© Açık Gazete