TRUMP’IN HİTLER’DEN NE FARKI VAR?
MEHMET TAŞ / LONDRA – Geçen yüzyılın ilk on yıllarında, sosyalist idealler büyük bir hızla zemin kazanıyordu. Bunun bir sonucu olarak, 1917’de Çarlık Rusya’sında tarihteki ilk sosyalist devrim gerçekleşti. Bir yıl sonra, 1918’de, Almanya’da benzer bir devrimci hareket gerçekleşti, ancak zaman içinde kendini kabul ettirmeyi başaramadı. Aynı zamanda, çeşitli ülkelerde sol hareketler ortaya çıktı ve Bolşevik devrimi örneğini izleyerek dünyada sayısız komünist partileri kuruldu. Sanayi işçi sınıfı, güçlü ve militan sendikalarıyla, kapitalist düzene açıkça meydan okudu.
Değişim rüzgarları tüm gezegene yayılırken Adolf Hitler tarafından ortaya atılan ırkçılık veya “üstün ırk” fikirleriyle Almanya’da Naziler ve İtalya’da faşistler ortaya çıktı. Bu ırkçı faşist iklimi takip eden, İspanya’da Franco’nun aşırı muhafazakâr ve Katolik Falanjizm’i sosyalist devrim girişimine karşı zafer kazandı.
Faşizm/Nazizm, her ikisi de ülkelerindeki işçi sınıfını ezmeye, sosyalizme yönelik her toplumsal değişim girişimini vahşice kanla bastırmaya çalıştı. Almanya’da, Adolf Hitler, Führer oldu. Ülke topraklarının ’ünü ve nüfusunun onda birini kaybettiği Versay Antlaşması’nın yarattığı kompleksle dünyayı fethetmeği ve Birinci Dünya Savaşı’nda kaybettiği toprakları kurtarmayı hedefledi.
Bugün, neredeyse bir asır sonra, bu insanlık dışı kıyımı anımsatan aşırı sağcı faşist ve anti-komünist politikaların yeniden doğuşuna tanık oluyoruz. Nazi-faşist bir ruh, geçen yüzyılda olduğu gibi emekçi halk düşmanı bir perspektife dayanan projelerle dünyanın birçok ülkesinde ya iktidara geldi ya da muhalefette seçilmeyi bekliyor.
Aşırı sağ faşizm liderleri arasında; Javier Milei, Jair Bolsonaro, Giorgia Meloni, Viktor Orbán, Marine Le Pen, Erdoğan, İspanya’da Vox, Almanya’da Geert Wilders, Almanya’da AfD, vb.) bu listeye, 20 Ocak 2025’te ikinci defa ABD başkanlığına gelecek olan Donald Trump da dahil oldu.
Trump, ideolojik konumu nedeniyle bir neo-Nazi olarak kabul edilebilir, yüksek sesle konuşur: beyaz üstünlükçü, derinden ırkçı ve yabancı düşmanı, ataerkil ve global tekelci kapitalizmin sadık savunucusu, aşırı bir milliyetçi. Göreve getirdiği kabine üyelerinin politik eğilimleri de bunu açıkça ortaya koyuyor: ülkesinin en gerici faşistlerini seçti. Seçim kampanyası vaatlerine uygun olarak, krizden çıkamayan ABD kapitalizmini kurtarmaya ve yirminci yüzyıl boyunca sürdürdüğü hegemonik rolü devam ettirmeye odaklanıyor ve her koşulda Çin’i durdurmayı planlıyor.
Donald........
© Açık Gazete
![](https://cgsyufnvda.cloudimg.io/https://qoshe.com/img/icon/go.png)
![](https://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/thumb/3/3c/Download_on_the_App_Store_Badge.svg/203px-Download_on_the_App_Store_Badge.svg.png)
![Get it on Google Play](https://cgsyufnvda.cloudimg.io/https://qoshe.com/img/icon/google.play.220.png)