menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

SURİYE’DEKİ SELEFİ FAŞİZM VE KÜRTLER

10 20
13.03.2025

MEHMET TAŞ / LONDRA – Suriye’nin batı kıyı şeridindeki Alevi soykırımından yaklaşık on gün önce Şam’da 25 Şubat’ta düzenlenen Ulusal Diyalog Konferansında Suriye’nin katil geçici başkanı Ahmed el-Şaraa, konuşmasında Heyet Tahrir el-Şam (HTŞ) yönetiminin iktidarını pekiştirmesi ve Suriye devletini yeniden yapılandırması acil bir görev olduğunu belirtmişti.

Cihatçı El-Şaraa, konuşmasının önemli bölümünü Suriye sınırlarının “bölünemez” olduğunu ve “silahların devletin elinde kalması gerektiğine ayırdı. Ona göre geçici yönetim, adem-i merkeziyetçiliği (federasyon ve benzeri yapılanmalar) reddediyor ve bunu bölünmeyle eşdeğer tutarak” suç sayıyor. Ayrıca, askeri yapıların bloklar halinde gelecekteki Suriye ordusuna entegre edilmesini kabul etmiyor, bunun yerine bu yapıların tamamen dağıtılıp Selefi-cihatçı ideolojiye dayalı bir orduya katılmalarını hedeflediklerini vurgulamıştı. Böylesi bir gelişmenin gerçekleşmesi durumunda başta Kürtler olmak üzere, Aleviler, Hristiyan ve Dürziler karşı tepki gösterecekleri çok açık.

Soykırımda dökülen kanlar henüz kurumadan Suriye Demokratik Güçleri (SDG) Genel Komutanı Mazlum Abdi ile El Şaraa arasında imzalanan anlaşmanın ilk maddesinde, “Tüm Suriyelilerin dini ve etnik kökenlerine bakılmaksızın siyasi sürece ve tüm devlet kurumlarına yetki ve sorumluluk temelinde temsil ve katılım haklarının garanti altına” alınacağı yazılı. Selefi faşist HTŞ yönetime el koymasından bugüne gösterdiği performanslarının tamamı bu madde ile çelişiyor. Nedenlerini açıklayayım.

El-Şaraa ve HTŞ’deki ortakları daha iktidara gelmeden tüm güç odaklarını kontrol ettikleri merkezi bir devlet inşa etmeyi amaçladıklarını pratikleriyle gösterdiler. Çoğulculuğa, farklılıklara ve iç savaşın gerçekleriyle hiç bağdaşmayan bir süreçten geçtiler. Kurulan kabinenin tamamı onlarca,........

© Açık Gazete