menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

HALKIN GÜCÜ VE SOKAKLAR

8 1
24.03.2025

19 Martta İstanbul Belediyesine yapılan darbeye ve DEM partili belediyelere atanan kayyumlara karşı CHP, DEM, Sol ve tüm muhalefet bileşenleri toplumu oluşturan bireyler olarak, liderleri ve kurumları aşan bir halk gücü yarattılar. Demokrasinin özü budur, her bireyin içinde bulunan ve kolektif iradesiyle kendini gösteren enerjidir bu. Adil ve eşitlikçi toplumların üzerine inşa edildiği, kararların sadece mevcut ihtiyaçlara göre değil, geleceği hedefleyen somut politik kararların gelecek nesillerin yararına alınmasının temeldir.

Saraçhane’de oluşan halkın gücü statik değildir; dinamiktir. Bilinçli demokratik bir proje etrafında dikkatli organize edilmiş eylemler ve doğru sloganlarla sürdürülürse daha da güçlenebilir. Özgür Özel’in “salonlarda değil sokaklardayız” demesi, önseçimle cumhurbaşkanlığı adayını belirlemesi bir yaşam biçimi olarak demokrasi felsefesinin, aktif ve tutarlı katılımın her vatandaşın yaşamının ayrılmaz bir parçası olmasının önemini vurgulamaktadır.

Sokak ve meydanlara taşan anti-faşist mücadele muhalefet bileşenlerini yakınlaştırırken, toplumun kolektif iradesini ifade eden halkın gücü, birleştirici bir eksen olarak devreye giriyor. Bu, demokratik, laik, Kürt, Türk Alevi, Sünni, erkek, kadın arasındaki farklılıklara saygıyı, çeşitlilik içinde birliği, özgünlüklerin toplumsal yapıyı bölen değil, aksine zenginleştiren bir yapışkan görevi gördüğünü doğruluyor.

Bu bağlamda, “Ya hep beraber ya da hiçbirimiz kurtulmak yok tek başına” milyonların haykırdığı slogan olması özellikle önemlidir. Veya Afrika felsefesinden gelen Ubuntu, “Ben varım çünkü biz varız” olarak tercüme edilebilen, bireyin ancak yığınlar içinde var olabileceği, insanlığımız bizi başkalarıyla derinden bağlantılı olduğumuzu anlamaya yönlendiren komünist düşünceye götürüyor. Bu etik ilke, insanların........

© Açık Gazete