menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

DEVLET-SERMAYE ÇATIŞMASININ ANLAMI

20 9
26.02.2025

Geçen hafta yaşadığımız devlet-sermaye çatışması içeriği kadar görüntüsüyle de siyasi tarihimize ilginç kayıtlarla geçmeye adaydır. Bir defa, şu konunun netleştirilmesi gerekir ki, TÜSİAD’ın eleştirileri kurumsal olarak devlete değil, uygulama olarak hükümete yönelikti. Zira TÜSİAD, sermaye temsilcisi olarak burjuva devlet yapılanmasına karşı olmadığı gibi, hükümet yapılanmasının de-facto devlet düzeyine yükselmesine ve çeşitli yönetsel ve yargı ereklerine başat olmasına dem vurmamış, denetimsiz başkanlık sistemini de gündemine taşımamıştır. TÜSİAD’ın tek yaptığı bazı yönetsel uygulamaların adil ve burjuva hukuk sistemine uygun olmadığını eleştirmekti. TÜSİAD’ın bu yaklaşımının uluslararası sermaye ve emperyalizm ile de uyumlu olduğu düşünülebilir. Sermayenin monopolleşip devlete henüz başat olamadığı dönemlerde devlet yapılanmasının ve hukuk uygulamasının açık ve şeffaf olması, geleceğin görülmesi açısından karşılıklı konumlanmış sermeye kesimleri için en tercihli durumdur.

Bir burjuva toplumunda en güçlü sanayi mensupları kuruluşu olarak TÜSİAD’ın devlet karşısında siyaseten de kendisini güçlü görmesi kapitalist mantığa fevkalade uygundur. Şöyle ki, bireyselci devlet görüşünü yansıtan burjuva toplumlarında çeşitli kanallardan örtülü olarak sermaye devlet ve kamusal kararlar üzerinde başattır. Bu bağlamda, TÜSİAD’ın da son çıkışı fevkalade doğaldır, hatta anayasa hükümlerine de uygundur. Çıkışın sebepleri üzerinde düşünürsek, şunları sayabiliriz. Çıkışın birincisi sebebi, hâkim monopolleşmenin oluşmadığı burjuva toplumlarında ve toplumumuzda iç ve dış sermaye kesimlerinin TÜSİAD üzerinden yansıtmaya çalıştıkları müşterek talep olabilir. Diğer bir sebep, enflasyonun önlenebilmesi için uygulanan aşırı sıkılaştırma politikasının sermayenin sömür payını aşındırmaya başlamış olması olabilir. Nihayet, bir üçüncü sebep olarak da, sermayeler arası çatışma ileri sürülebilir. Şöyle ki, her alanda kendi tabanını oluşturma politikası güden AKP’nin kendi sermaye tabanını oluşturma faaliyeti içinde görülebilen beşli sermaye grubu, MÜSİAD ve yap-işlet-devret sisteminde devletle işbirliği yapan sermaye kesimine karşı TÜSİAD üyelerinin husumeti öne çıkmış olabilir. Sebep her ise, TÜSİAD’ın........

© Açık Gazete