menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Asil Nadir’in hayal kırıklıkları

13 1
16.02.2025

Kıbrıslı İş Adamı Asil Nadir (83), KKTC’de tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitirdi. Asil Nadir’in ardından bazı ‘güzel şeyler’ yazıldı. Hatta onun “devrimci bir ruha” sahip olduğu bile söylendi. Bizde “ölünün ardından kötü söz söylenmez” diye bir adet var. Neyse dostlar ben Asil Nadir’in vasiyetinde yer aldığı öne sürülen “kendisine ihanet edenler”den ve tahmin ettiğim “hayal kırıklıkları”ndan söz etmek istiyorum.

Öncelikle Asil Nadir “devletçi” ve sağın sağında bir görüşteydi. KKTC’nin eski başbakan ve cumhurbaşkanlarından Mehmet Ali Talat, Asil Nadir’i şöyle tanımlıyor: “Ben daha amatör bir siyasetçiyken ‘sermayeye karşı mücadele’ tahtında ona karşı yürüttüğümüz mücadele, onun da sermayenin partisi UBP ve emperyalizmin adamı Denktaş’ın yanında, sola tüm varlığıyla savaş ilan etmesi bizleri uzlaşmaz pozisyonlara yerleştirdi.”(*)

Asil Nadir, Londra’da da aynı siyasi misyonu sürdürdü. İş yerlerinde Türkiye ve Kıbrıs’tan gelen milliyetçilerin istihdamında pozitif ayırımcılık yaptı. Londra’da Kıbrıslı Türklerin yurtlarına yönelik “milli dava”larını “milliyetçi dava”ya dönüştürmek için toplumdaki en gerici, şoven kesimlerle iş birliği yaptı. MHP Lideri Alpaslan Türkeş Londra’ya geldiğinde ilk görüştüğü isimler arasındaydı.

İş adamı son günlerinde farkında mıydı bilmiyorum, ama şirketlerindeki çalışanları, emekçileri onu zenginleştirirken, muhafazakar-milliyetçi kesim de onu hep hayal kırıklığına uğrattı, hatta batırdı. Gerçi basında yer alan vasiyetindeki “İhanet edenler her daim içimizdeydi” sözlerinden farkına olduğunu düşünebiliriz.

Nadir’in en büyük hayal kırıklıklarına gelirsek… İngiltere’de Polly Peck’in sahibi olarak en zenginler listesindeyken Muhafazakar Partinin en büyük destekçisi ve finansörüydü. Polly Peck’in borsa hisselerinde düşüş, şirkette krizi tetikledi. İktidardaki Muhafazakar Parti, onu ve şirketini kolayca kurtarabilirdi ama kurtarmadı. “Besle kargayı oysun gözünü” atasözü gerçek olmuştu. Adı “John Smith olsaydı kurtarırlar mıydı” diye sorarsanız, “evet” derim ama kurtarmadılar işte. Bu ayrı bir araştırma konusu.........

© Açık Gazete