ABD Silahlı Kuvvetleri’nin Modernizasyonu ve Dönüşümü
ABD’nin askeri gücünün temel çerçevesini Soğuk Savaş döneminde kurulan siyasi ve askeri bölgesel ittifaklar ile resmi güç projeksiyonu oluşturmaktadır. Amerika; askeri güç açısından, hem nükleer silahlara hem de dünyanın her yerine ulaşabilen konvansiyonel kuvvetlere sahip dünyanın tek ülkesidir. Bir yanda Atlantik-Batı Avrupa-Türkiye arasında kalan bölgede; NATO, diğer tarafta Güney ve Doğu Asya başta olmak üzere çeşitli ikili ve çoklu anlaşmalara dayanan savunma ittifakları (Japonya, Filipinler vb.) ABD askeri gücünün denizaşırı varlığına meşruiyet sağlamaktadır. Bugünün jeopolitiğinin ana gerçeği, Amerikan askeri gücüdür. ABD, dünyanın askeri gücünün % 38’ine ve askeri kapasitesinin büyük bölümüne sahiptir. Dünyada henüz Amerika’ya savaş açıp kazanabilecek bir konvansiyonel güç bulunmamaktadır.
Amerikan Silahlı Kuvvetleri ile ilgili olarak 2009 ve 2012’de birer değerlendirme yapmıştık. ABD, Afganistan ve Irak’a saldırdığında, Soğuk Savaş dönemine yani Orta Avrupa’da çıkacak bir savaşa göre dizayn edilmiş bir teçhizatla savaşa girmişti. O dönemde, Irak ve Afganistan’da silahlı kuvvetlerini sıfırlamaya ve uzun vadede 21. yüzyıl için öngörülen ihtiyaçlara uygun yeni bir Silahlı Kuvvet oluşturulmasına karar vermişti. ABD ordusundaki dönüşüm gayretleri üç eksene odaklandı;
(1) Mevcut kuvvetin idamesi,
(2) Gayretlerin çoğunluğunun yöneltildiği geçiş dönemi kuvveti,
(3) Bilim ve teknoloji faaliyetlerinin merkezinde olduğu 2020-2030 yıllarının kuvvetinin oluşturulması.
Bunlardan ikincisi bugün de modernizasyon ordusunu temsil ediyor. Üçüncüsü ise Çin ile yapılacak büyük savaş için uzay savaşı, 6G, altıncı nesil uçak, yapay zekâ, (katil robotlar, insan-makine ve insanımsılar gibi) otonom sistemler gibi savunma anlayışında geçmişi bir kenara temelden bırakan, dönüşümsel orduyu hedefliyor.
ABD ordusu tarihi yanlış savaşlara hazırlanmanın örnekleri ile doludur. Soğuk Savaş boyunca Varşova Paktı’ndaki ulus-devletlerle yapılacak konvansiyonel savaş için üstün teknolojileri kullanan bir ordu hazırlandı. Ama bu ordu Vietnam, Irak ve Afganistan’da ayaklanmacılar ya da yamalı bohça ordular ile savaştı. Yeni durumlara uyum sağlamak için yapılan gayretler nihayette işe yaramadı. ABD Silahlı Kuvvetleri uzun zamandır Çin ile yapılacak savaşa hazırlanıyor. Obama döneminde gayretlerin Çin’e odaklanması için İran senaryosundan vazgeçip, nükleer anlaşma yapılmıştı. Ruslar ise doğrudan savaşmaya değmezdi. Önceki makalelerde ABD’nin Çin ile savaş hazırlıklarını anlatmış, özellikle Ukrayna ve Hint-Pasifik bölgesine ilişkin hazırlıklarına yer vermiştik. Bu makalede ise ABD Silahlı Kuvvetleri’nin savunma stratejisi, kuvvet yapısı ve geleceğe ilişkin hazırlıklarını bir bütün olarak ele alacağız.
Savunma teknolojilerinin geliştiren sanayi kompleksi içinde; savunma şirketleri, sıfırdan işe başlayan şirketler (start up) ve araştırma laboratuvarları var ve amaçları teknolojide büyük sıçrayışlar yapmak. Örneğin Pentagon savunma sanayindeki dev şirketlerin yanında son yıllarda Silikon Vadisi’ne angaje olmuş durumda ve özellikle start-up şirketlere büyük yatırımlar yapılıyor. Bununla beraber teknoloji alanında gelişme kolay değil. 2013 yılında 10 alanın 6’sında önemli bir ilerleme olmadı ya da bir önceki yıla göre ilerleme hızı azaldı. Bu durum Çin’in gerisinde kalma endişesi yaratıyor. Teknoloji gelişse bile, üretime geçmek, yetenekli eleman bulmak, enerji veya mikro-elektronik malzemeler için tedarik zinciri yaratmak gerekiyor.
ABD Savunma Bakanlığı’nın yedi ana programı çeşitli sorunlarla karşı karşıya;
- Çok Maksatlı Zırhlı Araç,
- Hawk helikopter ailesi,
- Virginia-sınıfı denizaltılar,
- Arleigh-Burke- sınıfı destroyerler,
- Minuteman III Kıtalararası Füzeler (ICBM),
- B-21 ve
- F-35.
En büyük sorun parça problemi. Ya envanterde hiç yoklar ya da değiştirmesi uzun zaman alıyor. Black Hawk gibi eski projeler yanında B-21 ve F-35 gibi yeni programlarda parça sorunu ana problem. Diğer yandan, Çin ABD’nin tedarik zincirlerine müdahalede bulunuyor. ABD Hava Kuvvetleri’nin Çinli tedarikçilerden istifadesi geçen yıl h.8 artmış durumda.
Öte yandan, daha beşinci nesil hava araçları geliştirilemeden, altıncı nesil tartışılıyor. Bunun nedeni, rakiplerinizin daha şimdiden geliştirmeye çalıştığınızdan daha iyisini yapmaları. Örneğin beşinci nesil uçağınız, artık Çin hava sahasına girdiğinde hem çok daha uzak mesafeden hem de kitlesel bir hava savunması ile karşılaşacak. Daha da açıkçası, bir uçak sadece bir füze değil, füze grubu ile karşılaşacak. Üstelik Çin’in bu kabiliyetleri yeni teknolojilerle (yapay-zekâ vb.) donatıldığı için yeni bir hava platformu tasarlamak gerekiyor. Artık bire-bir değil, bire-beş veya on ile mücadele edecek bir uçağa ihtiyaç var. İşte bu ihtiyaç, altıncı nesil uçakların arkasındaki beklenti. Bu durum, beşinci nesilden vazgeçtiğimiz ya da her karşılaşmanın böyle olacağı anlamına gelmiyor. Ama altıncı-nesile de ihtiyacımız var yani gelişmiş sensörler, yapay zekâ kullanımı, ağ şebekeli durum farkındalığı, artan uçuş menzili, daha uzun menzilli salahlar ve insanlı/insansız araçlar.
Dikine kalkışlı (helikopter gibi) savaş uçaklarında manevra, hız, menzil ve yük (silah) kapasitesi ile ilgili yarış devam ediyor. Geleceğin savaşları için Altıncı-Nesil Savaş Uçağı, Geleceğin Dikey Kalkışlı Platformları ve KC-X yani geleceğin havada yakıt ikmali uçağı hazırlanıyor ama arkada sürprizler de var. Örneğin, Mozark ağ kabiliyet ile daha açık ve dijital mimari ile akıllı ağ girişleri yaratmak. Mozark dijital omurga ile hava aracı ve görev sistem donanımını birbirine ayırabilir ana ikisi arasında bilgi değişimini yönetebilirsiniz.
Popüler adı ile Füze Kalkanı projesi kapsamında geliştirilen SM-3 IIA Aegis Silah Sistemi, Romanya ve Polonya’ya Aralık 2024’de yerleştirilecek. Bu sistemde, füze tespit ve takibi için AN/SPY-6 çoklu-fonksiyon safhalı radarı ile SM-3 Block IIA, füze yok edici var. Sistem, ABD ve Japonya tarafından geliştirildi.
Gelişmiş uzaya-dayalı sensör şebekeleri ve insansız hava araçları (İHA), eski model hava sensör platformları olan JSTARS ve AWACS’ların yerini almakta.
Çin ise uzay kabiliyetleri için daha büyük bir tehdit oluşturuyor. 2018 yılında Çin, robot silah kol monteli Shijan-17 (SJ-17) uydusu ve Jeosenkron (GEO) uydusu ile birlikte uydu yörüngelerinde denemeler yaptı. Uzayda düzensiz savaş, savaşın tüm ortamlarının temel doğasını şekillendirebilir.
ABD’de devam eden nükleer modernizasyon şu alanları kapsıyor;
- Avrupa’daki taktik nükleer silahların geliştirilmesi,
- B61-12’lerin tam sayıda üretimi,
- ABD’nin Avrupa’daki dört NATO ülkesi müttefiki ile birlikte F-35A’ları nükleer yetenekli hale getirme gayretleri.
B61-12’ler ile ilgili çalışma Obama döneminde başladı. Amaç, eski -3, -4, -7 ve -10 modellerinin yerini alacak yeni bir model geliştirmekti. İlk üretim Kasım 2021’de başladı.
B-21 ve Sentinel başarılarından sonra dijital dönüşümden “kelebek etkisi” beklentisi ile ana ulusal güvenlik programlarının merkezine konuldu.
B-21 Raider görünmez bombardıman uçağı yenileştiriliyor. B-2 Spirit ve B-1 Lancer’in yerini alması planlanan nükleer kabiliyetli Raider’in uzun mesafe görevlerinde düşman hava savunmasına yakalanmaması hedefleniyor.
F-35 görünmez uçağı karmaşık elektronik programlarla çalışan bir silah sistemi, adeta uçan bir bilgisayar. F-35’in AESA radarının elektronik savaş aygıtı, elektro-optik ve kızıl ötesi sensörleri, telsiz haberleşmesi her görev için o kadar çok veri topluyor ki hepsi ile ne yapacağını bilmek zor. Bu veriler ile yapay zekâ algoritmaları eğitiliyor. F-35 bir veri gölü değil, veri bataklığı. Eski F-35’ler veriyi kaydetmiyordu. Gelen elektronik veri uçaktaki iki yere gidiyordu; uçuş kontrol sistemi ve yönlendirme için GPS. Ama bunlar kaydedilmiyordu. Ancak veri ve yapay zeka ilişkisi için yeni uygulamalar ve yenilikçi yaklaşımlar söz konusu.
ABD Hava Kuvvetleri’nin iki hipersonik silah projesi var. Lockheed Martin tarafından geliştirilen Havadan Atılan Hızlı Karşılık Silahı (ARRW), bir roket üzerine monte edilen hipersonik kanat ile uçuyor. Ancak, Hava Kuvvetleri ARRW yerine şimdilik yeni Hipersonik Saldırı Cruise Füzesine (HACM) odaklanıyor. HACM, hava ile dolan, 5 Mach’tan daha hızlı cruise füzesi ve yolda giderken manevra yapabiliyor.
HACM, ARRW’ye göre daha küçük ve pek çok platformdan atılabiliyor. HACM’in F-15E ve F/A-18F’ye entegre edilmesi düşünülüyor.
Avustralya ile birlikte yapılan çalışmaların 2027’e kadar tamamlanması bekleniyor. ABD’de hipersonik gelişmeler Rusya ve Çin’in bu teknolojide sağladığı gelişmelere karşılık verecek şekilde yönlendiriliyor.
Deniz ve Kara Kuvvetleri ise sık sık gecikmeler olsa da ayrı hipersonik silah çalışması yapıyor. Deniz Kuvvetleri, Havadan Atılan Hipersonik Yüzey Saldırı (HALO) silahı üzerinde çalışıyor.
ABD, hipersonik silahları izleyebilmek için daha gelişmiş önleyicilerle yeni bir uydu ağı kuruyor.
ABD Deniz Kuvvetleri ve Deniz Piyade Kolordusu elektronik savaş odaklı bir kaç program sahibi; Deniz Kuvvetleri E/A-18 Growler savaş uçağı ve Deniz Piyade’nin Kızılötesi Diyafram Karşı Tedbirler Sistemi.
Alçak irtifa yörüngesinde kara, hava ve küçük uyduların irtibatlanması için düğüm noktaları oluşturulacak. Müşterek Bütün Ortam komuta Kontrol (JADC2) omurgası Uzay Ajansı’nın Uzay Savaş Mimari’nin küçük uydularına entegre edilecek.
Pentagon, 5 yıllık gecikmeden sonra F-35’lerin tam üretimine onay verdi. Bugüne kadar dağıtımı yapılan 990 F-35 teknik olarak düşük sayıdaki ilk üretim idi. 2023’de tamamlanan 64 muharip denemeden sonra tam üretime geçilme aşamasına gelinmişti. Lockheed Martin, yedi uluslararası ortağı ile birlikte 2019’dan beri yılda yaklaşık 100 adet F-35 üretiyordu. Ancak, geliştirme faaliyetleri kapsamında sırada Block 4 modernizasyon planı ve geleceğin kabiliyetlerinin entegre edilmesine devam edilecek.
Savunma Bakanlığı için denizaltılar ve bazı füzeler için yeni sözleşmeler ve Ukrayna’da destek ön plana çıkıyor. Hava Kuvvetleri için ilave F-35 savaş uçakları, C130J kargo uçakları, P-8 Poseidon deniz gözetleme uçağı, CVM-22 Osprey........
© ABC Gazetesi
visit website