Osmanlıca ve yine horoz dövüşü
Geçenlerde eski bir sokak röportajına denk geldim. Orada halktan insanlara Osmanlıca zorunlu ders olsun mu diye soruyorlardı. Buradan yola çıkarak halkımızın bu konuda yarı yarıya bölünerek her yarının üzerinde uzlaştığı iki argümanı masaya yatırmak niyetindeyim.
Evvela, Osmanlıca da denilen eski Türkçe, başka bir dil değil, Türkçenin Arap harfleriyle yazılan halidir. Harf inkılabından evvel Türkçe, okuryazar Müslümanlar tarafından Arap harfleriyle yazılır, devlet evrakı bu alfabeyle tutulur, resmi gazete (Fransızca-Rumca-Ermenice baskılarıyla beraber) bu alfabeyle yayımlanırdı. Ama Osmanlı ülkesinde artık ana dili Türkçe olmuş Ermeniler Ermeni alfabesi, Ortodoks Türkler de Yunan alfabesiyle Türkçe yazarlardı. Yani ortada standart bir alfabe olduğundan söz edemeyiz. Daha ziyade din esasına göre ortaya çıkan, çok doğal bir bölünmüşlük görürüz. Ancak elbette Türkçe literatürü domine edenin Arap alfabesi olduğu sayısal bir gerçek olduğundan, ‘geçmişimize açılan’ en geniş kapının o olduğunu söyleyebiliriz.
Öte yandan alfabe değişikliği, Osmanlı’nın son elli yılında devamlı gündeme gelen........
© ABC Gazetesi
