menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

İZMİR’İN, ÖNCÜ AMAZON YAZARLARI: EVLİYAZADE NACİYE EVLİYAZADE MAKBULE

12 13
22.05.2025

Güzelliği fikirle, sözü şiirle kuşanan kadınlar geçer tarihten…
İzmir’in yamaçlarından Ege’ye doğru, sessiz sesleri hâlâ yankıdadır…

İzmir’in modernleşme serüveninde kadınların sesi, belki de çoğu zaman fısıltılar arasında kayboldu. Ancak bazı kadınlar vardı ki, bu sessizliğe karşı kalemlerini kaldırdı; sözcüklerini hem toplumsal dönüşümün hem edebi uyanışın nişanesi kıldılar. İşte bu iki cesur kalemden biri Evliyazade Naciye, diğeri ise Evliyazade Makbule idi. Bu kız kardeşler, yalnızca yazar değil, zamanlarının çok ötesinde düşünen, haykıran, soran ve sorgulayan iki Amazon kadın olarak İzmir’in belleğine adlarını kazıdılar.

İzmir, her zaman yalnızca bir liman kenti değil; fikirlerin, sanatın, şiirin ve direnişin de limanı olmuştur. Bu kadim şehir, 20. yüzyılın başlarında, sadece ticaretle değil, kadınların sesleriyle de çalkalanmıştır. Öncü olan kadınlar Evliyazade Makbule ve Evliyazade Naciye’yi birlikte anmak bu açıdan değerlidir. Hatırlanmayı hakeden isimlerdir. Onlar hakkında bildiklerimiz, yazdıkları metinlerden, şiirlerden ve dönemin basın arşivlerinden elde edilen izlenimlere dayanmaktadır. Ancak yaşadıkları yer, yani Güzel İzmir, onların hem mekânı hem de ilham kaynağı olmuştur. Aslında başlıktaki ‘Amazon’ yakıştırmasını da ilk kez yapan Salah Birsel’dir. Yazar Şair Salah Birsel, bu tanımlamayı Makbule Hanım için kullanmıştır.

BİR AİLEDEN İKİ

MÜCADELE KADINI

Bu yazıyı kaleme alırken, hemen girişinde edebiyat alanında çalışan bilim insanları Değerli Şerife Çağın (Prof. Dr), Değerli Asuman Gürman Şahin (Dr.), Değerli Sabahattin Çağın (Prof. Dr.), Değerli Fatih Alper Taşbaş’ın (Dr.) kıymetli makalelerinden çok faydalandığımı baştan vurgulayayım, kendilerine tekrar yürekten teşekkür edeyim. Bu değerli hocalarımızı, İzmir Kent hafızasında bu isimlerin yaşamasını sağladıkları için saygıyla selamlıyorum.

Şehrimizde İzmir’in zarif rüzgârlarının taşıdığı kelimelerle büyüyen iki kız kardeş yaşadı: Evliyazade Naciye ve Evliyazade Makbule. Onlar sadece zengin bir ailenin mensupları değil; bir şehir tarihine, bir kadın mücadelesine ve bir edebiyat atlasına düşülmüş iki güçlü imzaydı.

Naciye Hanım basının nabzında, sosyal direnişin örgüsünde; Makbule Hanım ise matbuatın sayfalarında, şiirin lirik göğünde kadın sesi olarak yerini aldı.

Evleri yalnızca taş ve ahşaptan değil; fikirlerden, sanat ve kültürden örülmüştü.

Evliyazade ailesi, yalnızca bir soyadı değil; İzmir’in kültürel belleğine kazınmış bir hafızaydı. Bu iki kardeş, dönemin sosyal daraltıcılığına karşı kalemle, sözle, cesaretle yürümeyi seçtiler. Ev kadınlığıyla sınırlı görülmeye çalışılan bir cinsiyet rolünü reddedip, kamuya açıldılar.

KADINLAR İÇİN

YAZMA CESARETİ

Evliyazade Naciye’nin adı, İzmir basınında görülen ilk kadın imza olarak kayda geçmiştir. 1906’dan itibaren haftalık İzmir gazetesinde yazıları yayımlanan Naciye Hanım, kız çocuklarının eğitimi, kadınların toplum hayatına katılması ve meslek edinmeleri için mücadele veren bir öncüdür. 1909 yılında İzmirli kadınlarla birlikte biçki-dikiş öğreten bir dernek kurmuş, kadınları harekete geçirmeyi hedeflemiştir. Derneğin başkanlığına bizzat geçerek bu çalışmaları toplumsal bir uyanışa dönüştürmüştür.

Sadece kurumsal örgütlenmeler değil, kamusal davranışlar üzerinden de mesaj vermeyi bilirlerdi. II. Meşrutiyet devrinde tiyatroya gitmek, film izlemek, kadınlarla toplantılar düzenlemek birer kültürel meydan okumaydı. Naciye Hanım için yazı, kadınları ayağa kaldırmanın bir vesilesiydi. Onun kaleminde sosyal adalet; kız çocuklarında istikbal, kadınlarda bilinç, cemiyet içinde yer almakta ise bir hak arayışı yatardı.

MAKBULE’NİN ŞİRİNDE

KADINLIK VE VATAN

Evliyazade Makbule ise matbuatın içinde, kadının adını kelimelerle tarihe kazıyan bir yazardır. Yazılarında “Makbule”, “Evliyazade Makbule” ya da “Makbule Tevfik Rüşdü” imzalarını kullanmıştır. Kadının hak ve hürriyetine,........

© 9 Eylül Gazetesi