Kadınlar şiddete maruz kalırken neler hisseder?
Selva Almada, çağdaş Arjantin edebiyatının en güçlü isimlerinden biri olarak kabul ediliyor. Selva Almada'nın geçtiğimiz günlerde yayımlanan "Ölü Kızlar" adlı romanı, daha önce Verita markasıyla, aynı isim ve yine İdil Dündar çevirisiyle basılmıştı. Bu kısa ama konusu, dili ve anlatımıyla etkileyici romanın, kadına ülke gündemindeki ağırlığını hissettirdiği bir dönemde yeniden basılması çok kıymetli.
Almada'nın Booker finalisti olan romanı "Bir Nehir Değil", geçtiğimiz aylarda yayımlanmıştı. Yazar o romanında yoksulluk, şiddet, arzular ve erkek dünyasına dair insanlık hallerini irdelemişti.
Almada, duyguları yine kısa ve öz anlatmadaki ustalığını sergilediği "Ölü Kızlar" romanı bizi katledilen genç kızların ruh dünyasına götürüyor.
HER AN ŞİDDETE UĞRAMA PSİKOLOJİSİ
Arjantin, faşizan baskılar ve faili meçhul cinayetlerle geçen yılları geride bırakmış ve 70'li yıllarda başlayan dikta rejimi 1983'te yapılan demokratik seçimle sona ermiştir. Bir demokratik hükümet iş başına gelmişse de ülkenin tozu dumanı, sıcağı ve çıkar çatışmaları aralıksız devam etmektedir. Tam bu sıralarda üç genç kız peş peşe öldürülmesi yazılıp çizilmişse de ne yeterince sorunun üzerine gidilmiş ne de katiller yargılanıp cezaya çarptırılmışlardır.
Ancak cinayetin ötesinde düşünmeyi aklımıza getirmediğimiz, belki de üzüntümüz bizi de yiyip bitirmesin diye duygularımızı kontrol etmek adına gözlerimizi kaçırdığımız şeyler var. Mesela katledilmenin ötesinde bu genç kızlar korku ve şiddetle ilk karşılaştıklarında neler hissetmiş olabilirler?.. Acıyı yaşayıp ona katlanmak zorunda kalmaları onların ruh dünyasına nasıl bir dehşet patlamaları yaşatmıştır?.. Daha da öncesinde, henüz katledilmiyorken her an bir erkek şiddetine maruz olma ihtimali bir kadının ruhunda ne kadar derin yaralar açar?.. Sürekli gözetlenmek, kısıtlanmak, yönlendirilmek, kontrol edilmek ve hükmedilmek nasıl bir duygudur?..
Selva Almada, Arjantin'in, bizim ülkemizin, hatta dünyanın yüzyıllardır en büyük sorunlarından birine, kadına şiddet meselesini, şiddete uğrayan kadının iç dünyasından işliyor bu romanında.
Bu temalar Selva Almada için rastgele konular değil. O zaten ülkesinin tanınan bir feminist aktivisti. Farklı teknikleri bir arada kullandığı başarılı eserleriyle Carson McCullers, William Faulkner, Flannery O’Connor gibi isimlere benzetilen 52 yaşındaki Selva Almada, ülkesi Arjantin'de sadece öykü ve romanlarıyla değil şiirleriyle de çok okunan bir yazar.
BU KİTAPTAN ÖNCE DE FEMİNİSTTİM...
Selva Almada'nın Ölü Kızlar'ın ilk yayımlandığında verdiği bir röportajdaki ifadeleri, ona ve bir yazar olarak önceliklerine dair daha iyi bir fikir verebilir:
"Bence yazarlar ve sanatçılar doğası, daima iktidarın tam karşısında olmaktır. Bazı hükümetlere diğerlerinden daha fazla sempati duysak bile, etrafımızda olup bitenlere her zaman eleştirel ve dikkatli bir şekilde bakmalıyız. "Ölü Kızlar" bana sorumluluklarımı hatırlatan bir roman oldu. Beni evimin konforundan çıkardı ve toplumsal bir duruş sergilememi sağladı. Eğer sürekli eylem halinde kalabiliyor ve aktivistliğimi aralıksız sürdürebiliyorsam bunu toplumsal cinsiyete dayalı şiddet, nefret suçu ve kürtaj hakları gibi konulara kafa yormama ve bu sorunları........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Sabine Sterk
Robert Sarner
Andrew Silow-Carroll
Constantin Von Hoffmeister
Ellen Ginsberg Simon
Mark Travers Ph.d