İzmir başardı, yine başarabilir
Dışarısı gölgede 42 derece. Ortalıkta gezen kedi bile yok! E zaten aklı olan çıkmaz dışarı. Senin gibi zorunlu olanlar hariç… Bak, kan ter içinde kaldın yine. Bir an önce duşun altına girmek ve serinleyebilmenin hayaliyle ayakta duruyorsun. Son bir gayretle hızlanıyor adımların. Ve başardın işte; buhar olmadan vardın evine. Kapıyı hızla açıyor ve ağırlığı sıcaklıkla doğru orantılı artan çantanı fırlatıyorsun bir kenara. Koşar adımlarla banyoya… Üzerine yapışmış çamaşırlarını zar zor çıkarıp açıyorsun musluğu. Ama hayııır! Akan tek bir damla su yok!
Kısa süreli hayal kırıklığı, bıkkınlık ve tükenmişliğin ardından, sonrasını hiç düşünmeden kovanın dibinde kalmış bir litre kadar suyu boca ediyorsun üzerine. Keşke doldurup öyle bıraksaydın… Ardından mutfakta birikmiş bulaşıklar geliyor aklına. Tembellik edip geceden toparlayamadığın… Al sana bir keşke daha! Allah’tan dolapta birkaç şişe soğuk suyun var. Birini alıp geçiyorsun TV’nin karşısına. Ayaklarını uzatmış ve tam rahatlayacakken, zaplanan kanallar arasında bir alt yazı takılıyor gözüne. Algıda seçicilik dedikleri bu olsa gerek! Sudan, daha doğrusu susuzluktan bahsediyor. Artan kuraklığın etkisiyle barajların sıfırı tükettiği, yeraltı kuyularından su yerine çamur çıkmaya başladığı falan yazıyor. “Kesintiler giderek artacak. Günlerce susuz kalacağız” diyor finalinde de.
Murathan Mungan’ın o şok edici cümleleri geliyor birden aklına: “Sular tamamen çekildiğinde, hiçbir hikayeniz kalmayacak geriye, yaşadıklarınızdan…”
Kalbin sıkışıyor. Varlığında hesapsızca kullandığın suyun yokluğu fena acıtıyor içini, değil mi? “Keşke” diyorsun bir kez daha, “Keşke hiç bitmeyecekmiş gibi düşünmek yerine daha tasarruflu olsaydık. Suyumuza, su kaynaklarımıza sahip çıksaydık. “Keşke!”
*****
Sizin de içinizi daraltmak istemem ama yukarıda okuduklarınız çok yakında gerçek olabilir. Hatta barajlarla ilgili bölümü neredeyse oldu bile. İzmir’in en büyük yüzey suyu kaynağı Tahtalı Barajı’ndaki aktif doluluk oranı yüzde 10’a kadar düştü. Neredeyse sıfırı tüketti sayılır.
Sular çekiliyor çünkü dünyadan.
Peki biz ne yapıyoruz?
Ormanları yakmak, ağaçları kesmek ve yeni maden ocakları açmaktan başka…
*****
Bazılarına göre tasarruf, kemer sıkmakla eş değer olduğundan hoş bir çağrışım yaptırmıyor. Cimrilikle arasında “kalın bir çizgi” olduğunu söyleyenler de var. Çünkü bazı........
© 9 Eylül Gazetesi
