Bölüm 3 - İzmir bu tarihi hiç unutmayacak: 2 Mayıs 2011
İzmir Büyükşehir Belediyesi soruşturmasıyla ilgili iddianame 5 Ocak 2012’de çıktı ortaya. 359 sayfalı iddianamede sanıklar, “Cebir, tehdit uygulayan çıkar amaçlı suç örgütü kurmak ve yönetmek”le suçlanıyordu. Başkan Aziz Kocaoğlu hakkında 397 yıllık ceza talep edilmişti.
Türkiye şok içindeydi.
Ekleriyle birlikte 5 bin sayfadan oluşan dava dosyasındaki pek çok bilgi ve belge (!), tıpkı soruşturmanın başladığı ilk günlerde olduğu gibi, yine el altından bazı gazete ve televizyonlara servis edilmekteydi. Tam bir algı operasyonu yapılıyordu.
3 Nisan 2012’de başlayan duruşmada sanıklar 74 saat ifade verdi. Kocaoğlu 55 sayfalık savunmasını, pek çok örnekle 3 saatte tamamlayabildi.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı, aynı günlerde kenti ziyaret eden Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e havalanında “Devlet Denetleme Kurulu’ndan bilirkişi” talebinde bulunmuştu:
- Bizi denetlemeye gelen insanların mevzuat bilgisinden ciddi kuşkularımız var. Denetimden kaçmıyoruz. Bizi siz de denetleyin.
Bu sözlü talebin ardından, bir de mektup yazmışktı Başkan. Cumhurbaşkanı Gül’e… Tarihe not düşmek için aynı talebini orada da yineliyordu.
Mektuptan yaklaşık 20 gün sonra, Büyükşehir Belediyesi’nin giriş katındaki Çetin Emeç salonunda bir toplantıya katılan Aziz Kocaoğlu, Özel Kalem’den gelen notla hızlı bir şekilde dışarı çıktı.
Cumhurbaşkanı telefondaydı.
Kocaoğlu’nun talebini incelettiğini ve mevzuat uygunsa Devlet Denetleme Kurulu’nu görevlendireceğini söylüyordu.
Nitekim Gül, bir süre sonra yaptığı bir açıklamada, özel yetkili mahkemelerin işleyişini eleştirirken İzmir örneğini verecek; “Daha suçun var olup olmadığı belli olmadan her şeyi buraya sokuyorlar. Sonuç olarak bir belediye başkanını incelemeden, suçun vasfını belirlemeden buraya sokuyorlar. Esasında bundan da bir şey çıkmayacaktır” diyecekti.
Gül, zedelenen kamu vicdanının sesi olmuştu bir anlamda.
Türkiye Cumhuriyeti’nin “1 numaralı ismi” tarafından yapılan bu açıklama, özel yetkili mahkemeleri de ciddi anlamda tartışılır hale getirdi.
Cumhurbaşkanı’nın “Esasında bundan da bir şey çıkmayacaktır” dedikten sonra gerçekleştirilen ilk duruşma 5 Temmuz’daydı. Mahkeme heyeti, İzmir Büyükşehir Belediyesi davasındaki 18 tutukludan 17’si için “tutuksuz yargılama” kararı verdi. Sadece Genel Sekreter Pervin Şenel Genç kalmıştı “içeri”de…
Bir süre sonra, “3. Yargı Paketi” olarak bilinen düzenleme ile özel yetkili ağır ceza mahkemeleri kaldırıldı.
Genel Sekreteri Pervin Şenel Genç özgürlüğüne, ilk tutuklanmasından ancak 463 gün sonra kavuşabildi. 7 Ağustos........
© 9 Eylül Gazetesi
