Belleğin belgelediği: Anılar
Yazın, sanat, bilim, kültür, siyaset, spor… Hangi alanda olursa olsun, deneyimli, bilgili, birikimli, yetkin, saygın, seçkin insanların anılarını içeren yazılarını, yapıtlarını önemserim. İlgiyle, beğeniyle izlerim.
Bu bağlamda yazın sergenimizde anı yazılarının, yapıtlarının sayısı çok sayılmaz.
Bellek dediğimiz bilginin anımsandığı, bilişsel süreçleri içerir. Aslında beynimiz sürekli olarak öyküler üretir. Her anımsama bir yeniden öyküleştirme eylemi değil mi? Zaman yoksa bellek de yok.
Elbette andır yaşanan, dün yok, salt şimdi var; ama geleceği varsıl kılan, belleğe kalıcı olarak yapılanan, görsellik kazandıran anılardır.
***
Anılar üzerine söylenecek sözüm çok; ama beni bekleyen anı yapıtları da var. Geçtiğimiz günlerde öykücülüğümüzün özgün adı Lütfiye Aydın’la Karşıyaka’da buluştuğumuzda, bana öylesine yüklendi ki…
“Ne olur hemşerim, kardeşim, yazarım, şu TRT anılarını da artık kaleme alsana!” Daha önce de buna benzer öneriler oldu elbette. Benim tembelliğim mi, hazırlıksızlığım mı, ne derseniz bunu gerçekleştiremedim bir türlü. Lütfiye Aydın yineleyince, düşüneyim dedim. Belki önümüzdeki süreçte kendimi yapılandırırım bu konuda.
AHMET GÜNBAŞ’LA “UNUTMA YARIŞIN”A…
Şiirleriyle,........
© 9 Eylül Gazetesi
