menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Kentin kalbinde tiyatro

16 0
23.08.2025

Üç kişi, tiyatro herkesin uğrayabileceği bir durak olsun fikriyle yola çıkar. Bu yolda 50 kişilik bir ekibe ulaşır. Her gün binlerce insanın adım attığı, yüzlerce yıllık bir geçmişin izlerini taşıyan İzmir’in kalbi Tarihi Kemeraltı Çarşısı’nda cesaretle, kendi imkanlarıyla sahnelerini açarlar. Karşıyaka’da Boyoz Akademi Sanat Merkezi’nde de oyunlarını seyirciyle buluşturan Tiyatro Durağı, polisiye, psikolojik gerilimle çevrili oyunlarıyla dikkat çeker. Tiyatro Durağı oyuncusu, yazarı Umut Şeddadi ile Dokuz Eylül Gazetesi okurları için röportaj yaptım.

Dokuz yıl öncesine gidelim, Tiyatro Durağı hangi ilkelerle, kimlerin öncülüğünde kuruldu? Ekibinizden bahsedelim.

Dokuz yıl önce Tiyatro Durağı’nı kurarken aslında elimizde ne büyük bir sermaye ne de hazır bir yol haritası vardı. Tek sermayemiz, tiyatroya duyduğumuz inatçı sevgi ve sahneye olan inancımızdı. “Tiyatro, herkesin uğrayabileceği bir durak olsun” fikriyle yola çıktık. Ben, eşim Esra Kocabaş ve kardeşim Anıl Şeddadi ile adımları attık. Şimdi ise 50 kişilik bir ekibimiz mevcut.

Tiyatro Durağı kurulduğundan bu yana hangi oyunları sahneledi?

Aslında çıkıntının üzerinde hikayelerimi anlatmak için başladığımız bir serüven Tiyatro Durağı... Sahneye konulanacak metni var etmek, seyirciye yazdığım dünyayı sunmak şu aşamada çok daha cazip geliyor. Üretken olduğumuz dönem devam ettikçe bunu sürdürmeyi düşünüyoruz. Bu yüzden benim kalemimden çıkan oyunları sahneliyoruz. 12 yetişkin, 23 çocuk, 1 doğaçlama format aktif olarak oynuyoruz.

Tarihi Kemeraltı Çarşısı’nda seyirciyle buluşurken yaşadığınız avantajlar ve dezavantajlar nelerdir?

Tarihi Kemeraltı Çarşısı’nda seyirciyle buluşmanın en büyük avantajı, şehrin kalbinde olmak. Her gün binlerce insanın adım attığı, yüzlerce yıllık bir geçmişin izlerini taşıyan o sokaklarda tiyatro yapmak bize büyük bir canlılık veriyor. Seyirci sahneye gelirken aslında bir alışveriş yolculuğundan, bir kahve molasından, gündelik hayatın içinden geçerek bize ulaşıyor. Bu da tiyatroyu steril bir alan olmaktan çıkarıp hayatın tam ortasına koyuyor. Mekânın kendisi bile oyuna eşlik eden bir dekor gibi çalışıyor.

Dezavantajı ise aynı........

© 9 Eylül Gazetesi