'Kassandra' öngörüsü!
BERGAMA’DAN SİYANÜR GÜNLÜKLERİ-12
Dünya, özellikle batı edebiyatı ve bilimsel olgular, tanımlar antik çağın Helen, Roma söylencelerinden çok yararlanır.
Freud’un psikolojide erkek ve kız çocuklarının anne ve babalarına olan düşkünlüğünü adlandırdığı “Oidipus ve Elektra” Kompleksi:
Kendini beğenme “Narsizim”, “nergis” (Narcisos) olgusu:
Sürekli tekrarlanan ve sonuç vermeyen çabayı tanımlayan “Sisifos (Sisiphos öyküsü) etkisi”:
Temizlik tanrıçası “Hygeia” “Hijyen”, uyku tanrısı “Morfeos” (Morfin), açık denizler tanrısı “Okeanos” (Okyanus), Romalılarda yanardağların, ateşin tanrısı “Vulcan” (Volkan) bunlara örnektir.
Bu söylencelerin en ilginçlerinin başında, antik çağda ve günümüze çok önemli olaylara yol gösterici olarak değerlendirilebilecek “Kassandra öngörüsü” gelir.
***
(Bir Kassandra büstü)
O da Helen mitolojisine dayanır.
“Kassandra” İzmirli büyük ozan Homeros’un İliada destanında ana temasını şiirleştirdiği söylencesel Troya (Çanakkale) Savaşının en göze çarpmayan ama anlamlı karakterlerinden biridir.
Bu destanda öyküsü ve kahramanları anlatılan Troya Savaşı o zamanların söylencesel Dünya Savaşıdır!
Homeros’un deyişiyle, “iri karınlı gemileriyle” Yunanistan anakarasından gelen Ahkalar/Helenler karşı kıyıdaki zengin Troya’ya sahip olmak için Batı Anadolu topraklarına çıkacaklar ve sonunda kenti ele geçireceklerdir.
Başlarında Kral Piramos’un bulunduğu, oğulları Hektor ve Paris, akrabası Aeneas gibi güçlü savaşçılar olan Troya kendine güvenlidir.
İnsanları özverili, surları kalındır!
Akhalar/Helenler de kalabalık ve yaman savaş ustalarıdır.
Gemileri, yine Homeros’un yakıştırmasıyla “denizleri karatacak kadar” çoktur’
Kral Priamos’un güzel kızı “Kassandra” bu savaşın, “Troya’nın yenilgisi ve kentin düşmesi ile sonuçlanacağını, buna göre davranılması gerektiğini” öngörür.
Babasını ve kardeşlerini uyarır. “Sakının” der, “savaştan”!
“Uzlaşma yolu arayın”!
Kassandra’ya kimse inanmaz!
(Kassandra’nın öngörüsü: Hile ile tahta atın sokulmasıyla Troya’nın düşüşü)
***
“Kassandra” Troya’da küçüklüğünden beri hep bir kâhin/bilici olmak istemiştir.
Doğru kehanette bulunma, öngörü antik çağda çok önemli bir işlevdir.
Çok saygın bir yetenektir. Geleceği görür çünkü kahinler!
Kahinler, bu işin tanrısı Apollon Tapınaklarında isteyenlere, bilmeceli sözlerle yarınlarıyla ilgili kehanette bulunurlardı o zamanlar.
Kesilen kurbanların karaciğerine, bağırsaklarına bakarak kehanette bulunmak bu tapınaklarda yaygın olarak yapılırdı.
Bu iç organların üstü pütürlü ve dalgalıydı. Yer alan karmaşık çizgilere bakılarak her türlü yorum yapılabilirdi!
Nerdeyse kutsaldı kehanetler!
Öngörünün gerçekleşmesi tanrı iradesi sayılırdı!
Kuzeybatı Yunanistan’daki Delphi’nin Apollon tapınağı bunların en ünlüleriydi.
Kehanetlerinin çok etkili olduğu kabul edilirdi.
Krallar oradaki kahinlere danışmadan sefere çıkmazdı!
Delphi’nin ardından, Didyma (Didim-Aydın), Klaros (Ahmetbeyli-İzmir), Smintheus (Gülpınar-Çanakkale), Gryneion (Şakran-İzmir), Lairbenos (Denizli), Sidas (Demirci-Manisa) gibi yerleşimler Batı Anadolu’da bulunan Apollon tapınaklarına sahip olan kehanet merkezleriydi.
Bu tapınaklarda öngörüde/kehanette bulunan kadınlara “pythia” deniyordu.
Kuzey İzmir’de Şakran ile Aliağa kenti arasında denize dökülen, bugün Güzelhisar Çayı dediğimiz ırmağın adı eski çağda “Pythikos”, “kahinlerin akarsuyu” idi.
Yakın zamana kadar, yaygın olarak bu işi “falcılar” gerçekleştiriyordu. Hala da varlar!
Günümüzde toplumsal ve siyasal öngörüler gazetelerin köşe yazarları ve yorumcuları, danışmanlar tarafından yapılıyor!
Bazı gazetelerde yıldız falı köşeleri bulunuyor!
Halk arasında bugün, “fala inanma ama falsız da kalma“ gibi gülümsenerek söylenen ifadeler var!
(Felaketi öngören Kassandra’ya kimse inanmadı.)
***
Apollon “ışığın” da tanrısıydı ama aynı zamanda kahinlerin de.
Ona adanan tapınaklar bu öngörü işinin yuvasıydı.
Söylence bu ya, farklı bir Anadolu kızı olan genç ve güzel “Kassandra” öngörü yeteneği edinmek istemiş, kahin olma dileğini iletmek için gittiği tapınağında TanrıApollon’a yalvarmış.”
“Apollon ise bu alımlı kızı görünce onunla beraber olmak istemiş”.
Genç kız bu isteği kabul eder gibi görünüp “öngörü/kehanet” yeteneğini Tanrıdan almış ancak, önce kabul ettiğini söylediği halde Apollon’un sevgilisi olmayı reddetmiş.
Bunun üzerine öfkelenen Apollon “Kassandra”yı lanetlemiş.
Lanete göre; “Kassandra geleceği görecek ama kimseyi buna inandıramayacaktır. Asla saygın bir rahibe olamayacaktır. Kadın olarak aşağılanacaktır.”
Apollon’un buyruğu gerçekleşmiş.
”Troya’nın düşmanın eline geçeceğini ve yıkılacağını önceden bilmesine, babası Piramos’u ve kardeşlerini uyarmasına rağmen kimse Kassandra’ya inanmamış ve uyarılarını dikkate almamış”.
Gerçekten de, kente sokulan “tahta atı”ın içine saklanmış Akha/Helen askerlerinin kapıları açması sonucu, Troya böyle bir hile ile düşmüş.
Akhalar kenti, yıkmış. İnsanlarını öldürmüş, tutsak etmiş.
“Kassandra”, Troya kentin koruyucusu tanrıça Athena’nın tapınağında tecavüze uğramış, alınıp götürüldüğü karşı kıyıdaki Akha Kralının sarayında öldürülmüş.
Bu anlatı günümüz biliminde ve toplumsal yaşamda bir metafor olarak “Kassandra öngörüsü” deyimiyle değerlendiriliyor, kullanılıyor.
Bu deyim “bir kişinin gelecekle ilgili doğru tahminlerde bulunmasına rağmen, çevresindekilerin ona inanmadığı veya ciddiye almadığı durumu” ifade ediyor.
***
Bu olguyla günümüzde de sıkça........
© 12punto
