Kirlenmek güzeldir !...
Soğuk ama güneşli bir günde Yatağan'dan Milas Bodrum'a doğru giderken Yatağan Termik Santral bacalarından kirli beyaz kocaman bir duman kütlesi şehrin üstüne doğru yükseliyordu. Bir an geçmişlere gidiverdim. Milletvekilliği dönemimde az mı uğraşmıştım. O dönemin Vali ve Yöneticilerini sık sık aradığımda hemen filtreleri çalıştırmaya başlarlardı.
Santral, 1982 yılından bu yana gece gündüz havayı doğayı kirletmek için hiç durmadan linyit kömürü yakıyor. "Yakmayıpta ne etçez bu soğuklarda..." derler gibi geliyor kulağıma.
Yatağan linyit havzasındaki kömürün değerlendirilmesi ve ulusal enerji sisteminin ihtiyacının karşılanması amacıyla 1975 yılında yatırım programına alınmış. Hava kirliliğini arttırdığı gerekçesiyle arada bir faaliyetleri durdurulsada tam 45 yıldır az yada çok havayı doğayı yada moda deyim ile hava kirlenmesine katkı koyuyor. Santralın ne kabahatı var? Veriyorlar kömürü o da yalıyor elinden geldikçe...
Sadece Yatağan Termik Santralı değil Milas Ören arasında Yeniköy ve Kemerköy termik santrallerini de unutmamak gerekiyor. Yatağan Termik santrali (TS) Muğla'nın Kemerköy TS den sonra 2. Türkiye'nin 5. Dünyanın ise 33. termik santralidir. Dünyada, emekli edilen, çalışan ve planlanan santral sayısı 10 bin dolaylarındaymış. Düşünün atmosfere bırakılan karbonmonoksitin miktarını!
Aslında havayı ençok kirleten petrol kaynaklı olanlardır. Birinci sırada yer alıyorlar. Ah ah trafik, arabalar, uçaklar... Hava kirletenler sadece karbon kaynaklı değildir. Katı, sıvı veya gaz kaynaklı olanlarıda düşündüğümüzde eko sistemimizi 24 saat durmaksızın kirletmeye devam ediyoruz. Bu zararlı yabancı maddelerin havaya karışması gün geçtikçe büyük oranda kirlenmeye yol açıyor. Canlıların soluduğu havanın kirlenmesine ve yaşamı tehdit etmesine neden oluyor. Hava kirliliğine bağlı oluşan hastalık ve ölümlerde 5. sırada yer alıyor. Hava kirliliğinin tanımı ekolojik dengeyi bozan durumların........
© 12punto
