Seminer Notları
Geçtiğimiz hafta sonunda bir Eğitim-Sen sınıf toplantısında idim. Soğuk havaya rağmen birçok meslektaşım ve yoldaşım beni yalnız bırakmadı, kendilerine müteşekkirim. Sınıf Okulu Eğitim Programı olarak düzenlenmiş olan toplantıda bana verilmiş konunun başlığı şu idi: “Kapitalist Ekonomi Modeli mi, Merkezi Planlı Ekonomi Modeli mi?” Bugün, söz konusu toplantı vesilesiyle bazı düşüncelerimi sizlerle paylaşmak istiyorum.
Konu, iki farklı ekonomi modelini kapsaması nedeniyle bir hayli geniş kapsamlı idi. Bu durum karşısında, sürenin müsaadesi nispetinde, iki sistemin başlıca özellikleri üzerinde durarak, iki sistemin temel nitelikleri bağlamında farklılıkları belirtip, geri kalan süreyi dostlarla karşılıklı konuşmaya ayırmayı planladım. Bu minval üzere toplantıda konuşmamı sürdürüp, tartışmaları yaparken kafamda oluşan bazı düşünceleri burada sizlerle paylaşmak istiyorum. Bir yanda devam eden ve adeta sosyal genetiğimize işleyerek sanki doğallaşmış bir sistemle, diğer yanda kısa bir deneyim dışında henüz uygulamaya geçirilememiş bir sistemi ve aralarındaki farkı ortaya koymak zor oldu. Bence bu farklılığı salt genel halk yaşamıyor, aynı zamanda bu konu üzerinde kafa yoran akademik çevre de aynı dertten muztariptir. Hatta o kadar ki, sol parti ve gruplar arasında yaşanan gerginlikler ve kopmaların da çok temel nedeni henüz merkezi planlama sisteminin yaşama geçirilememiş olmasıdır. Böylesi devasa farklılığın ortada olduğu varit iken, teorik alanda tartışmaların tabii ki yeri ve toplumsal yarar açısından çok değerli rolü vardır da, ancak toplumumuz köhneleşmiş sağ zihniyetin çıkar çarkları arasında ezilirken sol cephede yer alan grupların kendi iç tartışmalarına rağmen toplumun karşısına birlik halinde anlamlı politika önerileri ile çıkamamalarını tarihsel sorumluluk duygusundan uzak görmekteyim. Umalım, yanılıyorumdur ve sol cephede kısa sürede anlamlı bir toparlanma yaşanır da toplumumuza yol göstermede tarihsel rol alınır.
Kapitalist sistemde yaşanan emek-sermaye çatışmasında kapitalist devletin sistemi koruyucu rolü geri plana atılıp, mesele salt ücret konusuna yoğunlaşınca, sistemin bekası açısından sistem tehlikesi atlatılmış ve konu ücret yumağıma hapsedilmiş olmaktadır. Evet, geçim temel sorundur. Hal böyle olunca, geçim konusunda sıkışan emekçiler ve halkımız, psikolojik olarak en ateşli sorunu çözmeye yönelerek,........
© 12punto
visit website