menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Türkiye'nin yeşil ekonomi yolculuğu: Sürdürülebilir kalkınmanın ulusal ve yerel dinamikleri

7 1
18.04.2025

İklim Krizi ve Yeni Kalkınma Paradigması

21. yüzyıl, insanlık tarihinin belki de en büyük meydan okumalarından biriyle karşı karşıya: İKLİM KRİZİ. Fosil yakıtlara dayalı büyüme modelinin sınırlarına ulaşılması, doğal kaynakların tükenmesi ve artan çevre kirliliği, klasik kalkınma anlayışını sürdürülemez hale getirdi. Bu noktada devreye giren “YEŞİL EKONOMİ”, ekonomik büyüme ile çevresel sürdürülebilirliğin birlikte mümkün olabileceği yeni bir yaklaşımı temsil ediyor.

Türkiye, özellikle 2020’li yıllardan itibaren bu dönüşüme uyum sağlama yolunda önemli adımlar atmaya başladı. Ancak sürdürülebilir kalkınmanın başarısı, sadece merkezi politikalarla değil; yereldeki dönüşüm iradesi, kamu-özel sektör iş birlikleri ve toplumsal farkındalıkla mümkün olacaktır. Bu bağlamda Bursa ve Adana, Türkiye’nin yeşil dönüşüm sürecine örnek teşkil eden iki güçlü yerel aktör olarak öne çıkıyor. Her iki şehir de çevre dostu üretim, karbon ayak izinin azaltılması ve döngüsel ekonomi gibi alanlarda çeşitli projeler ve iş birlikleriyle öne çıkıyor.

Yeşil ekonomi, düşük karbon salımı, yüksek kaynak verimliliği ve toplumsal kapsayıcılığı esas alan bir kalkınma modelidir. Bu yaklaşım yalnızca çevre politikalarıyla sınırlı kalmaz; enerjiden sanayiye, tarımdan ulaşıma, şehircilikten finansa kadar pek çok sektörde yapısal dönüşüm gerektirir.

Türkiye’nin Ulusal Politikaları ve Taahhütleri

Paris İklim Anlaşması ve Net Sıfır Hedefi (2053) Türkiye, Paris Anlaşması’nı 2021 yılında onayladı ve 2053 için “net sıfır emisyon” hedefini benimsedi.

Yeşil Kalkınma Devrimi 2021’de Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından açıklanan bu politika, çevresel sürdürülebilirliği kalkınma stratejisinin merkezine koydu.

12. Kalkınma Planı (2024–2028): Plan kapsamında; yenilenebilir enerji payının U’in üzerine çıkarılması, sıfır atık uygulamalarının yaygınlaştırılması, A’e kadar emisyon azaltımı ve karbon fiyatlama mekanizmasının kurulması hedefleniyor.

AB Yeşil Mutabakatı ile Uyum Süreci: İhracatının yarısını AB’ye yapan Türkiye için, AB’nin “Karbon Sınırda Düzenleme Mekanizması (CBAM)”na uyum sağlamak hem çevresel hem de ekonomik bir zorunluluk haline geldi.

Enerji Dönüşümü: Türkiye’nin toplam elektrik üretiminde yenilenebilir enerji payı 2023 itibarıyla B’ye ulaşmış durumda. 2035 hedefi ise toplam enerji üretiminde güneş ve rüzgârın 0’u geçmesi. Güneş enerjisi yatırımlarında Konya, Şanlıurfa ve Adana ön planda görülmektedir.

Sanayi ve Karbon Ayak İzi: Sanayi sektörü, Türkiye’de toplam emisyonların 5’inden sorumlu. OSB’ler, verimli su kullanımı, enerji tasarrufu, atıkların geri dönüşümü gibi kriterlere göre Yeşil OSB olarak yeniden yapılandırılıyor ve Bursa, bu alanda öncü.

Tarım ve Gıda Güvencesi: İklim değişikliği, su kaynaklarını ve tarımsal verimliliği doğrudan tehdit ediyor. Damla sulama, organik tarım, agrovoltaik sistemler (tarım güneş enerjisi), karbon yutak alanları gibi uygulamalar yaygınlaştırılıyor.

Ulaşım ve Kentsel Altyapı: Elektrikli araçlar ve şarj istasyonu altyapıları hızla gelişiyor. Belediye düzeyinde sürdürülebilir ulaşım planları (SUMP) hazırlanıyor. Bursa ve Konya gibi şehirlerde toplu taşıma filoları elektrikli hale getiriliyor.

Bursa, sürdürülebilir kalkınmada sanayiden ulaşıma kadar geniş bir yelpazede dönüşüm sergiliyor

Sanayi ve OSB’lerde Yeşil Uygulamalar: Bursa OSB (Organize........

© 12punto