menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Sanayi devrimini kaçıran Türkiye yapay zeka devrimine hazır mı?

12 1
21.02.2025

Sanayi devrimleri, insanlık tarihindeki en önemli dönüşüm dönemlerinden biridir. Her devrim, sadece ekonomik yapıları değil, aynı zamanda toplumsal, kültürel ve teknolojik normları da köklü bir şekilde değiştirmiştir. Mekanizasyonun başlamasıyla, fabrikaların yükselmesiyle ve akıllı üretim sistemlerinin geliştirilmesiyle, sanayi devrimleri dünyayı yeniden şekillendirmiştir.

Birinci Sanayi Devrimi, buhar gücünü kullanarak üretim süreçlerini makineleştirirken, İkinci Sanayi Devrimi elektriğin gücünü devreye soktu. Üçüncü Sanayi Devrimi ise bilgisayar teknolojilerinin hayatımıza girmesiyle başladı. Dördüncü Sanayi Devrimi ise siber-fiziksel sistemlerle dijitalleşmeyi hızlandırdı. Şimdi ise, Beşinci Sanayi Devrimi’ni (Endüstri 5.0), yani Yapay Zeka Devrimi’ni yaşıyoruz. Bu yeni dönem yapay zeka, nesnelerin interneti, dijital ikizler ve simülasyon gibi sistemlerin bütünsel modellenmesini sağlayan teknolojiler, biyoteknoloji ve uzay endüstrisi gibi hızlı teknolojik ilerlemelerle tanımlanmakta ve insan odaklı, sürdürülebilir bir üretim anlayışını benimsemektedir.

Endüstri 5.0, insan-makine entegrasyonu ve gelişmiş robotik teknolojileriyle daha hızlı, verimli ve sürdürülebilir bir üretim süreci vaat etmektedir. Ancak Türkiye sanayi devrimlerinin büyük kısmını tam anlamıyla yakalayamamıştır. Birçok ülke, sanayi devrimlerinin getirdiği teknolojik ve ekonomik değişimlere hızla adapte olup bunlardan büyük faydalar sağlarken, Türkiye bu süreçte diğer ülkelerle kıyaslandığında geç başlamış ve birçok teknolojik yeniliği kaçırmıştır. Peki, bu sefer, yapay zeka devrimine hazır mıyız?

Sanayi Devrimi ve Türkiye'nin Durumu

Sanayi Devrimi, 18. yüzyılın sonlarında Batı Avrupa’da başlayarak hızla yayılmış ve dünya ekonomik yapısını köklü bir şekilde değiştirmiştir. Makineleşme, fabrikalaşma, üretim yöntemlerinin devrimsel değişimi ve yeni ulaşım sistemlerinin kurulması gibi unsurlar sayesinde sanayi ülkeleri hızla kalkınmış, Türkiye ise bu dönüşümden zamanında yararlanamayarak geri kalmıştır. Bu gecikme, büyük ölçüde Osmanlı İmparatorluğu’nun içsel zayıflıkları, ekonomik yapısının tarıma dayalı olması ve batıdaki hızlı gelişmelere karşı tepki vermekte yavaş kalmasıyla açıklanabilir.

Sanayi Devrimi’ni kaçıran Türkiye, ekonomik olarak geri kalmışlıkla mücadele ederken, tarihsel olarak da daha fazla dışa bağımlı hale gelmiştir. Ancak, bu durumun bir başka boyutu daha vardır: Türkiye, gelişen teknolojilere ve küresel değişimlere adaptasyon konusunda sık sık geç kalmış, bu da ülkenin ekonomik büyümesini sınırlamıştır. Türkiye’nin, geçmişteki hataları tekrarlamadan Yapay zekâ devrimini (Endüstri 5.0) yakalaması ve küresel arenada rekabet edebilmesi gerekli stratejileri geliştirmesi gerekmektedir.

ABD ve Çin: Yapay Zekâ Yatırımları ve Rekabetin Yeni Boyutu

Yapay zekâ, 21. yüzyılın en önemli teknolojik dönüşümünü oluşturmaktadır. Bu alandaki gelişmeler, yalnızca bilimsel ve ticari anlamda değil, aynı zamanda küresel güç dengeleri üzerinde de büyük bir etki yaratmaktadır. ABD ve Çin, bu yarışta başı çeken ülkeler arasında yer alıyor. ABD’nin, ChatGPT gibi projelere büyük yatırım yaparken, Çin, DeepSeek gibi benzer projeleri çok daha düşük maliyetlerle geliştirmeyi başardı. Bu durumu hem teknolojik rekabet hem de ekonomik verimlilik açısından değerlendirmek, küresel yapay zekâ stratejilerinin geleceğini anlamak açısından kritik bir önem taşıyor.

• ABD'nin Yüksek Maliyetli Yatırımı: ChatGPT

OpenAI tarafından geliştirilen ChatGPT, ABD'nin yapay zekâ alanındaki büyük yatırımlarının bir yansımasıdır. Bu projede kullanılan altyapı, araştırma, geliştirme ve özellikle bulut tabanlı işleme gücü oldukça pahalıya mal oldu. ABD hükümeti ve özel sektör, yapay zekâ teknolojilerine büyük meblağlar ayırdı. ChatGPT' nin geliştirilmesi, üstün yapay zekâ modelleri, büyük dil modelleri (LLM) ve veri işlemeyi gerektiren çok katmanlı bir süreçti.

Bu yüksek maliyetin bir kısmı, geliştirme sürecinde kullanılan büyük veri setlerinin toplanması, veri güvenliği önlemleri ve sürekli güncellenen altyapı için harcanan kaynaklardan kaynaklanıyor. ABD, bu alanda inovasyonu teşvik etme çabasıyla önemli finansal kaynaklar sağladı, ancak bu yatırımın getirisi henüz tüm dünya çapında eşit derecede hissedilmiş değil. Özellikle ABD Başkanı Donald Trump’ın serzenişte bulunması, bu devasa maliyetin, Çin gibi rakip ülkeler tarafından çok daha düşük maliyetlerle karşılanabilmesi konusunda dile getirilen kaygıları yansıtıyor.

• Çin'in Daha Uygun Maliyetler ve Etkili Alternatifi: DeepSeek

Öte yandan, Çin'in DeepSeek gibi projeleri, yapay zekâ alanındaki rekabeti daha düşük maliyetlerle gerçekleştirmeyi başardı. DeepSeek, Çin merkezli bir yapay zekâ girişimi olarak, ABD’nin ChatGPT’ siyle benzer işlevler sunuyor, ancak çok daha az finansal kaynakla geliştirildi. Çin, bu projeyi geliştirmek için 5 milyon dolar gibi bir bütçe kullanarak önemli bir başarıya imza attı. DeepSeek, büyük dil........

© 12punto