Bilal oğlan
Elbette meselemiz “Pencere açıldı Bilal oğlan, piştov patladı” diye başlayan ünlü İstanbul türküsündeki Bilal değil.
Sayın Cumhurbaşkanı'nın kıymetli mahdumundan söz ediyoruz.
Memleketin ahval ve şeraiti son derece namüsait bir mahiyette tezahür etmekte. Gelişmeler öyle hızlı ki hakkıyla takip etmeye çalıştığımızda, başımız dönüyor, midemiz bulanıyor. Sayalım ki AJet'le Esenboğa'dan Sabiha Gökçen'e giderken türbülansa yakalandık.
Kafamızı nereye çevireceğimizi, hangi meseleye nasıl bakacağımızı şaşırıyoruz.
Bunca tozun dumanın arasında, “Tayyip Erdoğan, kendisinden sonrası için Bilal'i hazırlıyor” diye ortaya bir “kulis bilgisi” attılar.
Açıkçası bu bilgi benim için yeni değildi.
Geçen sene bu sıralar, AKP'yi yakından tanıyan, meselelere son derece çok hakim olduğunu düşündüğüm bir dostum söylemişti, “Tayyip Erdoğan, herkesin beklediğinin aksine yerine damatlardan birinin değil oğlu Bilal'in geçmesini istiyor” diye.
Çok fazla itibar etmemiştim. “Yok artık...” diye içimden geçirmiştim.
Daha neler, demiştim kendi kendime; yurdum insanının anlama ve kavrama sıkıntısı çekenlere dair icat ettiği özdeyişe bile özne olduktan sonra...
Babasının, Türkiye'yi idare etmeye başlamasıyla yalama, yalaka tayfasından şehzade muamelesi gördüğü zaten herkesin malümu ama o kadar. İş ciddiye binerse Tayyip Erdoğan'ın böyle bir riski göze alamayacağını düşünmüştüm.
Yine de aklımın bir köşesinde kalmıştı.
Demek ki şimdi birileri artık onlar kimse, bu meseleyi ısıtıyor, Bilal'i yeniden dolaşıma sokuyor, yani Tayyip Erdoğan'dan sonra oğlunu tahta geçirmeye hazırlanıyordu.
Birkaç gün önce gelişmeleri yakından takip eden ve kulağı delik bir iki kişiye sorma fırsatım oldu.
Düşündüğüm gibi değilmiş.
“Birilerinin” değil, bizzat aile üyelerinin tamamının mutabakatıyla böyle bir karar alınmış. Üstelik yeni de değilmiş. Bunda Emine hanımın fazlasıyla etkili olduğu söyleniyor. Saray'daki birinci halkanın değil belki ama ikinci halkanın bile sonradan haberi olmuş.
Kendilerine bir şekilde lisanı münasiple tebliğ edilmiş.
Denilen o ki, üzerinde en az çalışılan bir düzine formül varmış.
Öncelikli olarak Bilal'in “AKP Genel Başkanı” olması düşünülüyormuş.
Buna “Sıçrama tahtası formülü” diyorlar.
Ancak sıkıntı, Bilal'in milletvekili olmaması. Meclis’e girmeden, yani yurdum insanından kendince “temsil yeteneğini haiz” onayı almadan........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Robert Sarner
Andrew Silow-Carroll
Constantin Von Hoffmeister
Ellen Ginsberg Simon
Mark Travers Ph.d