Beriki mahallenin jetonu
Tabii ki mesele sadece Ekrem İmamoğlu değil. Bunu cümle alem biliyor.
Yurdum insanında artık bıçak kemiğe dayanmış, bardak taşmak için bir damla bekler olmuştu.
Sokaklar bu yüzden hareketlendi.
Ama anlaşıldığı kadarıyla iktidarı en fazla rahatsız eden, panik yaşamasına neden olan 2 Nisan boykotuydu!
Çünkü, sokak meselesini bir şekilde kaba kuvvetle bastırabileceği, üç beş provokasyonla meşruiyetini ortadan kaldırabileceği; din, iman, Allah, kitap üzerinden yürürse belki sokaktaki gençleri değil ama analarını babalarını kafesleyebileceği hesabını yapıyordu.
Hele bir de Atlantik ötesinden aldığı rüzgarla yelkenlerini şişirse...
Ama iş tüketimi durdurmaya gelince, alarm zilleri çalmaya başladı.
Siyasal İslamcı zihniyet için Türkiye, dar-ül harp.
Yani, idare edilmesi gereken değil de fethedilmesi gereken bir memleket.
Nasıl yağmalarlarsa yağmalasınlar; yolsuzlukla, çalıp çırpmayla, üzerine çöktükleriyle artık ne varsa bu kendileri için helal.
O yüzden, AKP'yi yolsuzlukla, hırsızlıkla suçlamak, bugüne kadar "Müslüman seçmenin" indinde pek fazla bir anlam ifade etmedi.
Cami cemaatini ikna etmek zaten zor olmamıştı. Sıradan mütedeyyin seçmenin aklını çelmek için uygun fetva verecek hocalar da bulununca demokrasiden az buçuk nasibini almış ülkelerde bile seçmenin en hassas noktası olan bu mesele, bizde nasır gibi hissiz kaldı.
Şaka değil, mesela Anadolu şehirlerindeki kadınlar komşuluk münasebeti içinde gittikleri "okumalarda" bu fetvaları........
© 12punto
