Din ayrı şeriat ayrı mı?
Yazımıza soru başlığı olarak dâhil olan mesele yalnız bugün değil asırlar boyu tartışıldı aslında: Din ayrı şeriat ayrı mı?
Şeriat genel olarak -kabul edenler açısından- İslam kanunları, hükümleri olarak ifade edilmektedir. Kabul edenler açısından dedim zira şeriatı bu yönüyle kabul etmeyenler olduğu gibi, tarih boyunca farklı şeriatların olduğunu, fırkaya, mezhebe ve hatta ekollere göre farklı şeriatların kabul gördüğünü biliyoruz. O halde genel olarak herkesin üzerinde uzlaşabileceği bir şeriat bulmak zor diyebiliriz.
Bir dinin bağlıları açısından en çatışmalı alanlardan birisi de hiç kuşkusuz, o dinin anlaşılma, yorumlanma biçimidir. Kimin dinden ne anladığı ve anladığı dini gelecek kuşaklara nasıl aktardığı önemli bir hadisedir. Zira yine biliyoruz ki, bütün dinler zaman içerisinde farklı yorum ve kabullere uğramış, dini metinler okuyana göre yeniden inşa edilmiştir. Bu yanıyla din de değişmekte, zamana ve kültüre göre yeniden biçimlenmektedir. Zaten din değişmese de hayat onu değişime zorlamaktadır. Şimdi kim diyebilir ki Yunus Emre’nin inandığı din ile IŞİD’in inandığı din aynı diye? Bu durumda bırakın şeriatı, din değil dinlerden bahsetmiş oluyoruz.
Dedim ya din değişmese bile hayatın getirdikleri, sosyal dinamikler ve zamanın dönüşen ruhu dini de değişime davet etmektedir. Bu, usulen yapılan bir davettir; yoksa zamana direnmek pek kolay bir durum değildir.
Geçtiğimiz günlerde Boğaziçi Üniversitesi’nde konuşan Nurettin Yıldız bir açıklamasında İslam geleneği ve mezheplerine göre çocukların da nikahlanabileceğini söylemiş bunun için bir yaş sınırı olmadığını ifade etmişti. Aynı isim başka bir konuşmasında da kadınların şiddet görmesini onaylamış,........
© 12punto
