Adalet ve yolsuzluk
“Haksızlık yapmış olan her insan, dünyadaki her şey kendisinin olsa (o gün) kurtulmak için onu feda ederdi. Onlar azabı gördükleri vakit pişmanlıklarını içlerinde saklayacaklar.” (Yunus-54)
Ayetin anlamını ve verdiği mesajı Müslümanlar tam manasıyla yaşıyor mu bilmiyorum. Fakat gördüğüm, burada hakka yönelik mutlak bir vurgu var ve bu vurgu bizi adil olmaya, hakkı gözetmeye, adaleti yaşatmaya götürüyor. Peki, bugün Türkiye adalet yaşanıyor mu?
Sorunun yanıtına geçmeden önce adalet üzerine biraz konuşalım isterseniz.
Adalet, arapça kökenli adl kökünden türetilen bir sözcük. Denk ve ölçü sözcükleri ile ilişkili; o vakit adalet bağlamında gözeteceğimiz değerler de denklik, ölçülülük ve eşitlik olmalıdır. Tabi önümüze ışık tutacak eylemler de. Ya hüküm verici bir noktadaysak? O vakit bu değerleri yanımızdan ayırmamalı, karşımızda olan herkese saydığımız değerler mesafesinde yaklaşmalıyız.
Üstelik bu yaşam düsturuna her durumda ve koşulda sahip çıkmalı, dini ya da seküler olsun sürdüğümüz hayat biçiminin bize bunu söylediğini unutmamalıyız. Zaten aksi düşünülemez. İnsan bağlısı olduğu inanç ya da düşünceye başka bir hali yakıştıramaz. O halde muhafaza etmemiz gereken başat ilkelerden biri adalettir.
Bir soru ile devam edelim isterseniz: Adaletin yokluğu bizi nereye götürür?
Yukarıda belirttiğimiz üzere adalet, hakka ve hukuka uygunluğu, hak gözetmeyi ifade eden ilkedir. Şimdi bu ilkenin bir an için kaybolduğunu, gerek kişisel gerekse de kamusal düzlemde hakkın-hukukun ayaklar altına alındığını, insanların en temel haklarının çiğnendiğini düşünün. Böylesi bir aşamada karşımızda olanlar keyfi ya da zorbalıkla hareket eden, muhatapları üzerinde baskı uygulayan, bağlı oldukları bir ilke ya da hukuk kalmadığı için hak gözetmeyen dolayısıyla terörize yöntemlerle eylemlerini gerçekleştiren kimseler olacaktır. Şimdi sual şu: böylesi bir ortamda suç ve suçlularla mücadele edilebilir, adil ve özgür bir yaşam inşa edilebilir mi?
Sorunun önemi ortada sanırım. Nitekim yaşadığımız hayat gerçekliğinde böyle bir soru ile karşı karşıya kalmışsak önemli bir kırılma noktasında olduğumuzu söyleyebiliriz. Çünkü bu soru bizi daha yapısal ve derin bir düşünceye, sorgulamaya ve akabinde de bir neticeye götürür. Geldiğimiz yer ise tam bir kaostur. Şöyle ki; adaletin olmadığı yerde bütün suçlular değil belirli kimseler yargılanır, adaletin olmadığı yerde kimi suçlular ceza değil ödül alır, adaletin olmadığı yerde hakkı savunanlar değil güçlülerin yanında olanlar korunur ve........
© 12punto
