menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Robespierre

9 1
22.03.2025

12 Haziran 2007 tarihinde Ergenekon kumpası ile yalnız ve güzel ülkemizin demokrasisinin mezarı kazılmaya başlandı. Toplumun çoğunluğu kimlerin kimlerle beraber olduğunu çözemediği ve öncesindeki Cumhuriyet Mitingleri muhalefeti yankı odasına hapsettiği için 22 Temmuz 2007 seçimlerinde sandıklar erkenden terkedildi ve o malum P’lik sonuç ortaya çıktı. Devamında Balyoz, Poyrazköy ve Amirallere Suikast kumpaslarıyla demokrasiden ve Atatürk’ten yana kim varsa tutuklandı ve devletten uzaklaştırıldı. Sonuçta Türk demokrasisini koruyabilecek hiçbir güç kalmadı. 12 Eylül 2010 referandumuyla başlayan süreçte önce 7 Haziran 2015 seçimleri sonrası ilk tarihi fırsat kaçtı. Sonra da 16 Nisan 2017 referandumunda atı alanın Üsküdar’ı geçmesiyle rejim değişti ve ülke bütünüyle Erdoğan’ın tekeline girdi. İkinci ve son tarihi fırsatımızı ise 14 Mayıs 2023 seçimlerinde yitirdik.

31 Mart 2019’da yapılan ve daha sonra iptal edilen İstanbul’daki ilk yerel seçimleri İmamoğlu 16 bin oy (%0,16) farkla kazandı. Bu oy farkı o tarihte İstanbul’un 963 mahallesinin her birinden 2-3 ailenin oyuna tekabül ediyordu. CHP ve İYİ Parti’nin ortak adayı İmamoğlu adeta soyadı farkıyla kazanmıştı. 31 Mart 2024’te yapılan seçimlerde İmamoğlu 23 Haziran 2019’daki yenilenen seçimlerdeki oyunun bir hayli altında fakat iptal edilen ilk seçimden %2,5 fazla oy aldı. İstanbul’da haritayı kırmızıya boyayan, birçok ilçenin ve İBB Meclisinin CHP’ye geçmesini sağlayan şey esasında küskün AKP seçmeninin seçime katılmamasıydı.

İBB’ye yöneltilen hırsızlık suçlamalarını öğrendiğimde meclise........

© 12punto