Türkiye’nin dijital geleceği için kritik bir dönüm noktasındayız. 5G’ye mi yatırım yapmalıyız, yoksa doğrudan 6G’ye mi hazırlanmalıyız? Bu sorunun cevabı, sadece teknolojik bir tercih değil, aynı zamanda stratejik bir sıçrama fırsatıdır.

Geçmişte, 3G’den sonra “4G’ye geçmeyelim, doğrudan 5G’ye atlayalım” diyenler vardı. Ben bu fikre karşı çıkmış ve 4G’nin toplum için gerekliliğini savunmuştum. Çünkü 4G, yalnızca hız artışı değil, veri ile sesin birleşmesini sağlayan devrim niteliğinde bir dönüşümdü. Bugün de benzer bir noktadayız ve bu kez 5G’yi atlayarak 6G’ye odaklanmamız gerektiğini söylüyorum.

Bazen teknolojide “koşarak yetişemiyorsanız, sıçrayarak geçmelisiniz.” Steve Jobs’un “over-leaping” (atlayarak ilerleme) dediği stratejiyi uygulamanın tam zamanı. Türkiye, 5G’nin gerektirdiği devasa altyapı yatırımlarıyla vakit kaybetmek yerine, doğrudan 6G’ye hazırlanarak küresel rekabette öne geçebilir.

3G’den 4G’ye Geçişte Doğruyu Yaptık

3G’nin Türkiye’ye getirdiği en büyük yenilik, SMS ile verinin birleşmesi oldu. Ancak 3G, artan dijital ihtiyaçları karşılamaktan uzaktı. O dönemde, bazıları 4G’ye geçmeyelim, doğrudan 5G’ye sıçrayalım dedi. Buna karşı çıktım, çünkü:

• 4G, ses ve veriyi birleştirdi. Yüksek kaliteli sesli ve görüntülü aramalar mümkün hale geldi.

• Mobil internetin yaygınlaşmasını sağladı. 3G ile sınırlı bir lüks olan mobil internet, 4G ile günlük yaşamın ayrılmaz bir parçası oldu.

• Yeni iş modellerini doğurdu. Netflix, YouTube, Instagram gibi platformların........

© 12punto