menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Bir Okuldan Fazlası: Mülkiye’nin Doğuşu

12 0
28.04.2025

Bir okul düşünün…

Bir sabah vakti, Osmanlı’nın çalkantılı son yıllarında Sultan Abdülaziz’in bir fermanı ile doğar. Adına “Mekteb-i Mülkiye” denir. İmparatorluğun yorgun bedenine, taze bir zihin, sağlam bir irade ve devleti ebed müddet hayaline hizmet edecek bir kadro armağan etmeyi amaçlar.

Mektep büyür, serpilir, yüzyılları kat eder. Cumhuriyet’le birlikte Ankara’nın bozkırına taşınır, “Siyasal Bilgiler Fakültesi” adını alır. Ama biz ona hep “Mülkiye” dedik.

Çünkü adı değildi onu farklı kılan; taşıdığı anlam, temsil ettiği ahlak, yürüttüğü misyondu.

Mülkiye; bir fikirdir, bir mefkûredir, bir terbiyedir. Devleti tanıtan değil, devlete ruh üfleyen bir yerdir. Yönetenin değil, yönettiği halka karşı sorumluluk duyanın ocağıdır.

Ben de o ocağın bir neferiyim; gurur duyarım her zaman Mülkiyeli olmaktan.

Hayat yolculuğumda aldığım unvanlardan, çalıştığım kurumlardan, dünyanın dört bir yanında edindiğim deneyimlerden önce hep Mülkiye’nin izini taşıdım.

The London School of Economics’te akademik çalışmalar yaparken, College d’Europe’da Avrupa’nın yeni düşünce yollarını keşfederken, Çin Komünist Partisi’nin liderlik okulunda rekabet gücünü arttırmaya dair ders anlatırken ya da Harvard Kennedy School’da enerji yönetişimi üzerine konuşurken, OECD’de, British Gas’da, Global Resources Group’ta çalışırken hep yanımda taşıdığım o görünmeyen pusula, Mülkiye idi.

Ama gelin dürüst olalım… Her mektebin olduğu gibi, Mülkiye’nin de gölgesi var. Güllük gülistanlık değildi.

Eğitim kalitesi zaman zaman yıprandı. Ders kitapları değişti ama zihinler değişmedi.

Dünyadan kopuk, dogmatik kalıplara, ideolojilere hapsolmuş dönemlerden de geçtik. Bilgiyle değil, sloganla hareket eden kuşaklar da yetişti. Bürokratik engellemelerle anıldık, dünyayı yeterince kucaklayamadık.

Hatta, devleti yönetmeye talip olanlar arasında, gücü halk için değil kendisi için kullananlar da çıktı. Siyasette hatırı sayılır varlık gösteremedik. Çürük elmalar da düştü o ağacın dallarından.

Mülkiye’de bize sadece anayasa, ekonomi, maliye, işletme ya da........

© 10 Haber