Yönetimin şahsileşmesi: Hep böyle mi kalacak?
Yazıya kendi kitabımın reklamıyla başlamak hoş değil ama söylemem lazım. 2023’te yayınlanan ‘İnsan Uygarlığının Kısa Tarihi’ adlı kitabımda uzun uzun tartışıyorum bunu, ben uygarlık tarihi açısından bakıldığında zamanın okunun her zaman ileriyi ve daha iyiyi, daha üst aşamayı gösterdiği fikrine o kadar da katılmıyorum.
Evet, 10-12 bin yıllık bir perspektiften bakarsak insanlık hiç kuşku yok ki çok daha iyi durumda, uygarlığımız çok daha gelişmiş seviyede. Ama bu “ilerleme” çizgisi kesintisiz değil. Sık sık büyük geri gidişler yaşanmış insanlık tarihinde. Bu günlerde o geri gidişlerden birini daha yaşıyor insanlık.
Benim hep verdiğim örnek Roma İmparatorluğu. Bu uygarlık yıkılmazdan önce büyük bir teknolojik ve yönetsel ilerlemeyi temsile diyordu. İnsan refahı çok artmış ve yaşam şartları çok iyileşmişti Roma döneminde. Ama sonra imparatorluk çöktü ve uygarlık da beraberinde güme gitti. Batı Avrupa’nın yeniden toparlanması 1000 yıl sürdü.
Bugün tabii o derece dramatik bir şeyden henüz söz etmiyoruz ama insan uygarlığının çok büyük kazanımlarının tehlikede olduğunu görmeliyiz.
En basiti şu: Bundan 2500 yıl önce neredeyse eş zamanlı olarak antik Yunan’da, Hindistan’da ve Çin’de üç düşünür ortaya çıktı ve siyaset felsefesi hakkında yazmaya başladı. Eski Yunan’da Plato’nun, Çin’de Konfüçyus’un ve Hindistan’da Veda’lara katkıda bulunan yazarlar hep aynı noktaya temas ettiler: Siyasal yönetim, devlet yönetimi ‘erdemli’ olmalıydı.
Bugünlerde Amerika’da, Rusya’da, Türkiye’de bu “erdemlilik”ten söz etmek, müzedeki bir eserden söz etmek gibi.........
© 10 Haber
