Peki ya Anayasa Mahkemesi’nin kendisi Anayasanın ihlaline izin verdiyse?
Baştan söyleyeyim, ben hukukçu değilim. Üniversitede idari bilimler olduğum zamanda aldığım “Anayasa hukukuna giriş” ve “İdare hukukuna giriş” dersleri dışında herhangi bir hukuk eğitimiyle de karşılaşmadım.
Ama bu memlekette siyaset hakkında yazı yazdığınız zaman, ister istemez temel hukuk ve hukuk felsefesi hakkında düşünmek, bu konularda bilgi sahibi olmak zorunda kalıyorsunuz.
Yani hukukla ilgili konularda ileri geri yazarken bütün bilgim, kendi kendime edindiklerimden ibarettir, bunu bilin istedim.
Son günlerde doğrudan hukuk yazmak zorunda kalıyorum; çünkü ülkemizde Ceza Hukuku profesörü Adem Sözüer’in deyimiyle “kayıt dışı hukuk” uygulamalarında ve bu bağlamda Anayasaya aykırı mahkeme kararlarında bir artış eğilimi var; bunlar demokrasimizin kalitesini de doğrudan ilgilendiren konular.
Bugüne kadar hep Anayasa Mahkemesi’nin aldığı kararları uygulamayan mahkemeleri eleştirdim, eleştirirken de o mahkemelerin Anayasaya aykırı davrandıklarını söyledim. Örneğin, son olarak Gezi hükümlüsü Tayfun Kahraman’la ilgili alınan AYM kararını uygulamayan İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nin Anayasanın 153. maddesini yok saydığını söyledim.
Bugünse, belki meslekten Anayasa hukukçularını çok yakından ilgilendiren ama tek tek biz vatandaşları da bağlayan çok ilginç bir hukuk tartışmasından söz etmek istiyorum.
Burada tartışılan konu, tam da bu yazının başlığına yansıyan konu: Ya Anayasa Mahkemesi kendisi Anayasaya aykırı davranır, Anayasanın ihlal edilmesine izin verirse ne olur?
Konumuz şu:
Türkiye Büyük Millet Meclisi, 21 Mayıs 2025’te Anayasanın 159. maddesi uyarınca Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu’na üye seçmek için toplandı.
Anayasanın 159. maddesi bu seçimin TBMM’de nasıl yapılacağını açıkça kurala bağlamış: “Türkiye Büyük Millet Meclisi, Komisyon tarafından belirlenen adaylar arasından, her bir üye için ayrı ayrı gizli oyla seçim yapar. Birinci oylamada üye tamsayısının üçte iki çoğunluğu; bu oylamada seçimin sonuçlandırılamaması halinde, ikinci oylamada üye tamsayısının beşte üç çoğunluğu aranır. İkinci oylamada da üye seçilemediği takdirde en çok oyu alan iki aday arasında ad çekme usulü ile üye seçimi........





















Toi Staff
Penny S. Tee
Gideon Levy
Sabine Sterk
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein