Amerikan Yüksek Mahkemesi’nde kuvvetler ayrılığı hakkında çok sahici bir tartışma
Dünyada bugün demokrasi adı verilen bir rejim olmasının iki temel kaynağı var.
Bunlardan birincisi “bütçe hakkı” adını taşır. Bu hakkın kökü ta Magna Carta’ya, yani 1215 yılının İngiltere’sine kadar gider.
Bütçe hakkı çok özetle şudur: Bir iktidarın hangi parayı nereye harcayacağına da, o paraları hangi vergilerle toplayacağına da halkın temsilcileri, yani parlamento karar verir. Onun izin vermediği bir para harcanamaz, bir vergi toplanamaz.
Modern demokrasilerin ikinci kökü ise kuvvetler ayrılığı rejiminden gelir. Yani bir ülkede yürütme erki birbirine eşit güçlerden sadece biridir. Yasama kendi başına bir başka güçtür. Ve son olarak hukuku uygulayan yargı da her iki gücü birden denetleyen bir üçüncü bağımsız güçtür.
Ülkemizde yaşadığımız bütün demokrasi tartışmalarının ucunun dönüp dolaşıp bu iki köke dayanması hiç boşuna değil. Bizim ülkemizde ne “bütçe hakkı” ne de kuvvetler ayrılığı rejimi hiçbir zaman tam olmadı; büyük ölçüde kağıt üzerinde bir temenni olarak kaldı.
Örneğin bugünlerde parlamentomuz “bütçe hakkı”nı kullanıyor; ama kullanılan bir şey yok. Yönetimin kendi başına hazırladığı bütçe satırına dokunulmadan kabul ediliyor her seferinde. Yönetimin bütçe üzerinde o kadar geniş yetkisi var ki, örneğin bugün diyelim Ulaştırma Bakanlığı için bir para istiyor ama uygulamada o parayı alıp Çevre ve Şehircilik Bakanlığında kullanabiliyor ve buna hem izni var hem de hesap soran yok.
Yargı bağımsızlığı konusu ise bitmez tükenmez sancımız. Herhalde yargının özellikle iktidardan bağımsız olduğunu, isterse iktidara hesap sorabileceğini düşünen tek bir kişi bile bulamazsınız bu ülkede.
Neyse, konumuz Türkiye ve Türk demokrasisi değil bugün.
Çarşamba günü Amerika’da, Amerikan Yüksek Mahkemesi’nde çok önemli, çok ilginç ve çok uzun bir yargılama yapıldı.
Malum, Başkan Donald Trump bütün dünyaya ülkesine ithal edilecek malların gümrük vergilerini yükselterek ayar veriyor. Bunu da “Kurtuluş Günü” diye ilan etti, 1 Nisandan beri bu gümrük vergileri dünyanın bütün ülkelerine en az yüzde 10 olarak uygulanıyor. Bunun üzerine bazı ülkelere uygulanan cezalandırıcı vergiler var, bunların oranları o yüzde 10’un üzerine eklenen yüzde 5’ten yüzde 30’a kadar değişiyor. Bir de son olarak, Kanada, Meksika ve Çin’e karşı uygulanan fentanil vergileri var, onlar da şok yüksek.
Trump bu vergileri Amerikan Kongresi’nin 1977 yılında çıkardığı ve başkanlara acil durumlarda önlem alma yetkisi veren bir yasaya dayanarak salıyor.
Amerika’da yargı bağımsızlığı bulunduğu için, ülkenin dört bir yanından........





















Toi Staff
Gideon Levy
Penny S. Tee
Sabine Sterk
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein