menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Geçen perşembe günü Fatih’i ziyarete giderken gördüğüm kaydırak

150 0
27.11.2025

Tam bir hafta önce…

Geçen Perşembe Silivri’de Fatih Altaylı’yı ziyarete gittim.

Tutuklular kısmına geçmeden önce ziyaretçi kimliği aldığınız ve göz tanıma kaydı yaptırdığınız bir bölüm var.

Orada “Görüşmeci” kartımı beklerken salonda bir süre bekledim.

Benim dışımda bekleyen bazı kadınlar vardı.

Oturduğumuz yerin hemen arkasında bir şey dikkatimi çekti.

Rengarenk bir çocuk kaydırağıydı bu.

Salonun griliği içinde cıvı cıvıl parlıyordu.

O ziyarette bana en çok dokunan şey işte bu oldu..

Demek ki Silivri’deki yatanları görmeye gelenler arasında çocukları, torunları olanlar vardı.

Beklerken eğlensin diye konmuştu buraya.

Kim düşündüyse çok insani bir dokunuş gibi göründü gözüme…

İçimden çok teşekkür ettim ona.

Ama hayatımda ilk defa bir çocuk oyuncağı bana çok hüzün verdi.

Cezaevindeki kaydırak bu değil elbette. İçeride resim çekmeye izin yok. O yüzden yukarıdaki resim temsili.

Fatih’i ikinci defa ziyarete gidiyordum.

İyi de görmüştüm.

İlkinde çok kilo vermişti.

Bu defa almış.

Üzerinde bir ceketle geldi. İlk ziyaretimden daha iyi görünüyordu.

Otuzüç yıl geriye gittim.

Sabah evimden Hürriyet’e giderken, ilk özel radyoların ilk günlerinde Best FM’de yaptığı konuşmaları hatırladım.

Dar alanda yürürken kaymış ve düşmüş.

Elini incitmiş.

Aortundaki genişleme kontrol altındaymış.

“Biraz önce kantinden alışveriş yapıp döndüm” dedi.

Salata yapıp yemeğe devam ediyormuş.

Yine Formula 1’in Türkiye’ye gelmesini konuştuk.

Yine siyaset konuşmadık.

Ben yine “Cezaevine girdikten sonra yaptığı yorumların dilini ve içeriğini ne kadar iyi ve etkileyici bulduğumu, üslubundaki yumuşaklığı ne kadar sevdiğimi” söyledim.

Umutluydu.

Çünkü kendisinden önce aynı maddeden yargılananların biri dışında hepsinin berat ettiğini öğrenmişti.

“İnşallah gelecek hafta akşam birlikte kutlarız özgürlüğünü” dedim.

Haftada bir buluşup sohbet etmeye karar verdik.

Aynı gün dostum Hüseyin Kocabıyık’ı da ziyaret etmek istemiştim.

“O aynı yerde değil” dediler.

Göremedim.

Orada daha görmek istediğim onlarca insan........

© 10 Haber