menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Fahrettin Altun’un düğmesine 19 Mart sabahı mı basıldı?

262 13
11.07.2025

İletişim Başkanı Fahrettin Altun’un görevden alınması belki bir çok insan için sürprizdi ama benim için hiç değildi.

Daha 19 Mart sabahından itibaren içime, “Galiba gidiyor” cümlesiyle özetleyebileceğim bir kuşku düşmüştü.

Çünkü o sabah tam anlayamadığım bir olay olmuştu.

Gelin şimdi 19 Mart 2025 sabahına dönelim.

O sabah, İstanbul’un seçilmiş Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alındığı saatlerde bir başka polis ekibi de bir başka kişinin evine gidiyordu.

Bu kişinin adı Serdar Haydanlı’ydı.

Adı, o sabah İstanbul Emniyet Müdürlüğünce medyaya açıklanan gözaltına alınanlar listesinde vardı.

Ancak onun Emniyet’e getirildiği andan itibaren ilginç bir şeyler yaşanmaya başlandı.

Gözaltına alınanlar binanın alt katlarında bir yerlere götürülürken, Haydanlı direk olarak Emniyet Müdürünün odasına alınmış ve kendisine çay ikram edilmişti.

Çünkü Haydanlı daha Emniyet’e götürülürken, “Devlet içinden” bir kişi veya kişiler Emniyeti ve savcılığı aramış, onu özel korumaya almıştı.

Nitekim binaya gelir gelmez kendisine çay ikram edilmiş, biraz sonra da serbest bırakılmış, evine dönmüştü.

Ancak aradan geçen o çok kısa süre içinde çok ilginç bir şey oldu.

Sabah ve Demirören grubuna ait yayınların bir bölümünde “Haydanlı’nın gözaltına alınması” haberi sanki bir talimatla özel olarak büyütülmüş ve verilmişti.

Onlarca insan evinden götürülürken, Sabah ve Demirören grubu özellikle bu kişi üzerine fokus olmuştu.

Mesela, Sabah gazetesi, “Kim bu karanlık adam” diye soruyordu. Haberine göre “İBB’nin bütün algı operasyonlarını yapan kişi bu Serdar Haydanlı’ydı…”

Haber bir süre iktidara yakın bu iki grubun haber sitelerinde aynen durdu.

Ancak bir süre sonra nedense iki grubun da haber sitelerinde onunla ilgili bütün haberler yayından kaldırıldı.

Sadece kaldırılmadı, aynı zamanda sitelerin kayıtlarından da silindi.

Belliydi ki, güçlü birileri devreye girmiş ve ‘Siz ne yapıyorsunuz’ diye uyarmıştı.

Ancak o sabahki hengame içinde herkesin gözünden kaçan bu gelişme yaşandı.

Sitelerden sildirilen haber, Ankara veya İstanbul’da, “birileri” tarafından CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e sızdırıldı.

Sızdıranlar sadece bu olaya dikkati çekmediler. Özel’e aynı zamanda bir de belge ilettiler.

İşte bu belge, altında İletişim Başkanı Fahrettin Altun’un imzası bulunan bir “Genelgeydi…”

Altun bu genelgesinde, “Cumhuriyet’in 100’ncü Yıl kutlamalarında Serdar Haydanlı’nın şirketi ile işbirliği yapılması” talimatı veriyordu.

Yani İstanbul Büyükşehir’e “Naylon fatura kesiyor” diye gözaltına alınan kişi, aslında İletişim Başkanlığı ile işbirliği yapan bir şirketin sahibiydi.

Başka deyişle, bu kişi İletişim başkanlığının bir nevi iş ortağıydı.

Bu genelge, devlet yönetiminde pek rastlanan bir uygulama değildi.

İmamoğlu’na karşı kullanılmak istenen bir olay, bir anda bumerang gibi İletişim Başkanlığı’nı vuruyordu.

O nedenle, devlet içinden bir kişi........

© 10 Haber