Central Park’ta Türk Lokumu’ndan Broadway Işıklarına: 48 Saatlik Bir New York Yolculuğu
New York’a adımımı atar atmaz şehrin ritmi beni içine çekiyor. Gökdelenlerin arasında hızla akan kalabalık, sarı taksilerin korna sesleri, Times Square’in göz kamaştırıcı ışıkları…
Ziyaretimin resmi görevlerini tamamladıktan sonra, her zamanki gibi rotamı Central Park’a çeviriyorum. Bu dev park, şehrin karmaşası içinde nefes alınacak bir vaha.
Sabahın erken saatinde parkta koşanların temposunu izlerken bir fayton görüyorum. Emrah Doğru’nun ellerinde yön bulan asil at Türk Lokumu, gururla adımlarını atıyor. Lokum’un nal sesleri göletlerin, tarihi köprülerin ve heykellerin arasından yankılanıyor. Faytona atlayıp kısa bir tur yaptığımda, şehrin bambaşka bir yüzünü keşfediyorum. New York’u yürüyerek gezmek güzel ama Türk Lokumu’nun ritmi eşliğinde görmek bambaşka bir his.
Öğle saatlerinde Midtown’un kalabalığına karışıyorum. Klasik bir steakhouse’da New York’un iddialı etlerini tadıyorum. Ardından Brooklyn’de ince hamurlu pizzalar, Chinatown’da buharda pişmiş dim sum tabakları, Little Italy’de ev yapımı makarnalar… Gerçek büyü ise Queens’in sokaklarında. Aynı caddede bir Türk........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Robert Sarner
Andrew Silow-Carroll
Constantin Von Hoffmeister
Ellen Ginsberg Simon
Mark Travers Ph.d